Milletvekili Serkan Topal, vatandaşın virüsten değil açlıktan öleceğine vurgu yaptı
CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, parlamentonun önceki günkü oturumunda kürsüden yaptığı konuşmada, içinde bulunduğumuz hassas dönemde salgın riskine karşı, sürekli “Evde Kal” dendiğini ancak, vatandaşı evde tutmak için hiçbir şey yapılmadığını söyledi ve “Bu gidişle vatandaş virüsten değil açlıktan ölecek” dedi.
Vatandaşın artık bağış yapacağı bir şey kalmadı …
Hataylı hemşerimiz tır şoförü Malik Yılmazın ‘Virüsten ölmesek, açlıktan öleceğiz’ diyerek bir ironi yaptığını konuşmasında belirten Milletvekili Topal, “Yani, şimdi bu vatandaşımızı bir şekilde karakola alıyorlar ve şu anda denetimli serbestlikten dolayı serbest bırakıyorlar. Şimdi bu adama diyorsunuz ki siz ‘Çalışma evde kal’ ama gerçekten de bu adam virüsten değil açlıktan ölecek. Ben de söylüyorum, vatandaşlarımız gerçekten bu gidişle virüsten değil açlıktan ölecek. İşte, vatandaşlarımız şimdi işsiz kaldı, esnaflar kepenk kapattı, birçok vatandaşımız mağdur bunun için biz ne yapıyoruz? Şimdi, maaş toplamaya başladı Sayın Cumhurbaşkanı, iyi güzel. Sosyal devlet nedir? Vatandaşların sorunlarının çözüm noktasında sosyal devlet devreye girer. Sosyal devlet direnmez, sosyal devlet bağış toplamaz, bağış yapar.
İnsan doğduğunda vergi alınıyor, insan iş yeri açtığında vergi alınıyor, her türlü konuda, uçan kuştan sosyal devlet vergi alıyor, eyvallah alması gerekiyor ama şimdi bakıyoruz deprem oluyor bağış toplanıyor, darbe oluyor bağış toplanıyor, salgın oluyor bağış toplanıyor. Vatandaşın artık bağış yapacağı bir şey mi kaldı? Vatandaş nereye bağış yapsın? Virüse mi, salgına mı, sele mi, depreme mi, darbeye mi? Yani, vatandaşın artık bir tek şeyi kaldı bağış yapacağı, nedir biliyor musunuz? O da canı. Şunu da söyleyeyim, evet bizim de bir canımız var eğer canımızı vereceksek bu vatan uğruna canımız feda, burada bunu ifade etmek istiyorum ama vatandaşlarımız gerçekten de o tır şoförümüzün dediği gibi samimi söylüyorum virüsten değil açlıktan ölecek, ben de bu kürsüde ifade etmek istiyorum. O yüzden sosyal devletin gereği mağdur olan vatandaşlarımızın sorununu lütfen çözelim. Özellikle bunu bu kürsüde defalarca dile getirdim, bir kez daha dile getireceğim. Hatta dün de Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Ali Öztunç da dile getirdi, yurt dışında birçok vatandaşımız mağdur.”
Yurt dışındaki vatandaşlarımız için çözüm bulunmalı …
Milletvekili Topal, korona virüs nedeniyle yurtdışında mağdur ve mahsur kalan vatandaşlarımızı da gündeme getirdi ve şunlara değindi: “Özellikle Orta Doğu’da, Suudi Arabistan’da, Kuveyt’te, Katar’da, Libya’da, Cezayir’de çok ciddi anlamda işçi vatandaşımız gerçekten mağdur. Bakın, orada bir odada 8 kişi, 10 kişi kalıyor. Sadece, bana –isimlerini vermeden- atılan birkaç mesajı okumak istiyorum: Bakın, ’10 kişi Riyad’dayız, para yok, yemek yok, ‘1 Nisanda evi boşaltın’ diyorlar. Büyükelçilikte -virüste- kendi kaderimizi mi bekleyeceğiz?’ diyor. Bakın, ‘İlla ki intihar mı edeyim, yoksa çocukları mı atayım devlet görüp duyması için?’ diyor vatandaş. ‘Konsolosluk cevap vermiyor, kendimi öldürüp intihar mı edeyim?’ bir başka mesaj. ‘Eşim hamile, yurtta şu anda, lütfen, yardım edin’ diyor ve binlerce mesaj, binlerce.
Bunu defalarca dile getirdim, maalesef AK PARTİ Grubu Başkan Vekilleri dâhil duyarsız kaldı, iktidar duyarsız kaldı. Suudi Arabistan’da, Kuveyt’te, Katar’da şu anda dışarıda olan vatandaşlarımız var, aç olan vatandaşlarımız var. Bir an önce ya uçak gönderelim ya da oradaki bu vatandaşlarımızın bu sorunlarını çözelim.
Orada işçi pozisyonundalar, orada içerideler, para kazanamıyorlar, buradaki vatandaşlarımıza, buradaki ailelerine para gönderemiyorlar; buradakiler de aç, oradakiler de aç. Bu işe bir çözüm bulmamız gerekiyor.
Yardımlar bizdeki mağdurlara yapılmalı …
Özellikle devletin yapması gerekenleri bir kez daha burada ifade etmek istiyorum. Yurt dışında çalışanlar olmak üzere, esnafımız, çiftçimiz, konut kredisi olanlar dâhil, nakliye yapanlar, taşıt kredisi olan vatandaşlarımız, öğrenim kredisi alan öğrencilerimiz ve birçok esnafımız… Lütfen bunları bir yıl öteleyelim, öteleyelim, öteleyelim. Bakın, yine çok hızlı bir şekilde sosyal devlet olmanın gereği, şimdi, hani diyoruz ya işte ‘İtalya’ya, İspanya’ya yardım ettik’, o yardımı oraya yapmayın, gelin Hatay’ın Samandağ ilçesine, Defne ilçesine, gazi Reyhanlı’ya, Kırıkhan’a, Belen’e gönderelim arkadaşlar. Gerçekten orada insanlar mağdur. Hatay halkı her türlü felakette her türlü konuda barış harekâtında bir numaraydı ama maalesef şu anda orada bırakın Kızılayı devleti bile göremiyoruz. Lütfen rica ediyorum, hem yurt dışındaki vatandaşlarımıza hem de Hataylı vatandaşlarımızın sorunlarını çözelim sizlerden de arz ediyorum.” -Mehmet ÖZGÜN-