Sözcüklerin Yalnızlığı

Şimdi dönüp kulağımıza ilişen geçmişin neresine sığınmalı? Neyi hatırlamalı, ne kadarını, ne ölçüde? Dijital yalnızlığın bu büyük veri deposu, bize nasıl bir gelecek sunuyor? Bireyin düşünsel yapısı, İlişkileri, Zihnin işlevi ve belleğin geleceği… Tanımları genişletmenin sonu var mı? “İnsanın vardığı noktayı hep geride bırakmaktan başka amacı olmadı mı, arkada kalmak ne çok acı verir!…”i Diye […]

Şimdi dönüp kulağımıza ilişen geçmişin neresine sığınmalı?

Neyi hatırlamalı, ne kadarını, ne ölçüde?

Dijital yalnızlığın bu büyük veri deposu, bize nasıl bir gelecek sunuyor?

Bireyin düşünsel yapısı,

İlişkileri,

Zihnin işlevi ve belleğin geleceği…

Tanımları genişletmenin sonu var mı?

“İnsanın vardığı noktayı hep geride bırakmaktan başka amacı olmadı mı, arkada kalmak ne çok acı verir!…”i Diye yazmış Durkheim

Günümüz dünyasında hiçbir şey mümkün değil sanki…

Elimizde olanın aslında olmadığının farkına varmak gibi…

Duraksayıp göz göze gelmek,

Hareketlenen bir kurguya dokunmak,

Hayatı olduğu gibi betimlemek,

Gerçekliği ile yorumlamak…

Bu yaşadığımız travma bilgi kirliliğinin çok daha ötesi…

Yarım kalmışlıklar

Öteki olmak…

Sıradanlaşan yokluk

Değersizleşen bilinç

Ve klavye tuşlarına sırnaşan ruh hali…

“Hayatım her bakımdan önemsiz mutluluklara yöneliyordu. Kimi zaman ne idüğü belirsiz işaretler gönderiyordu, kimi zaman da sonuçsuz bir vızıltıdan başka bir şey duyulmuyordu…”ii diye ekliyor Sartre

Durağanlık nedir sahi?

Kavrayamamak

Hayatın nabzının atığını görememek

Duygusal gelgitleri konuşamamak…

İnsan neyi hatırlamalı, ne kadarını, ne ölçüde hatırlamalı?

Şimdi dönüp kulağımıza ilişen bir geçmişin neresine sığınmalı?

Sesin de bir izi olmalı, sızının da…

Yaşamın asılı kaldığı fanus, hatırlattığı bir geçmişi olmalı…

“Ben, kendimi yaşamımın dönüm noktasında hissediyorsam, bunun nedeni kazandıklarım değil, yitirdiklerimdir…”iii diye yazmış Camus

Toplumsal kasvet diyordun

Bireyi yok sayan,

Hayalleri tırpanlayan,

Adımladığımız patikayı olabildiğine daraltan bir kasvet

Kendi değerlerlerimizle var olmak dışında her şey…

Önyargılarla biçimlenen kör dövüş…

Ve Pavese:

“Boş bir sözden ayrımsız olacak gözlerin
Aynada kendini gördüğünden ayrımsız her sabah,
Suskun bir çığlık, bir sessizlik olacak…” iv

Sormadan yaşanır mı sahi?

Daracık patikaları sayıklarken, sormadan…

Sözcükleri alt alta dizmek…

Zamansız sözcükleri alt alta…

Anlamsız ve bütünlüksüz sözcükleri…

Unutmak gibi bir şey bu

Bakışlarımıza sinmeyeni unutmak…

iİntihar, Emile Durkheim, Çevirmen Zühre İlkgelen
iiBulantı, Jean-Paul Sartre, Çevirmen:Selahattin Hilav
iiiDefterler 1, Albert Camus, Çevirmen: Ümit Moran Altan
ivCesare PAVESE, Çeviri : Bedrettin Cömert

Exit mobile version