Spotlight

Alıştırmak! Evet, her tür sömürünün, taciz odağının başvurduğu yöntemlerden alıştırmak. Halkımıza kimilerinin aymazca yaptığı gibi, haksızlık etmemek için çırpınıyoruz. Buna karşın yanlışımız, kanıksadığımız, bir tümceye indirgediğimiz kötülükler diz boyu. Yakınlarda Spotlight adlı filmi izledim. Spotlight, ışık, aydınlık, gerçek demek. Film tam anlamıyla gazetecilikle, gazetecilik ahlakıyla ilgili. ABD’de Boston Globe adlı gazetenin araştırma birimi Spotlight’ın öncelikle […]

Alıştırmak! Evet, her tür sömürünün, taciz odağının başvurduğu yöntemlerden alıştırmak.

Halkımıza kimilerinin aymazca yaptığı gibi, haksızlık etmemek için çırpınıyoruz. Buna karşın yanlışımız, kanıksadığımız, bir tümceye indirgediğimiz kötülükler diz boyu.

Yakınlarda Spotlight adlı filmi izledim. Spotlight, ışık, aydınlık, gerçek demek. Film tam anlamıyla gazetecilikle, gazetecilik ahlakıyla ilgili. ABD’de Boston Globe adlı gazetenin araştırma birimi Spotlight’ın öncelikle dört gazetecisi Katolik rahiplerin yıllara yayılan çocuk taciz ve tecavüzlerini, destekçilerini, aklayıcılarını, örtbas edenlerini her baskıya göğüs gererek ortaya çıkarırlar. Yıl 2001, 2002’dir; konu gerçeklerden alınmıştır. 90’a yakın rahibin suçları, tanıkların yüreklice ortaya çıkışıyla kanıtlanır. Piskopos istifa zorunda kalır. Herkes başından beri her şeyi biliyordur. Birden çok, dikkatle izlenmesi gereken filmlerden.

Vicdan ve akıl insanı son çeyrek yüzyılın Türkiyesine, yaratılan cehennemi düşünmeye itiyor. Solcu geçinen aptalların da “Serbest olsun, baskılanmasın, denetlensin, laikçi teyzelere inanmayın…” dediği tarikatlarda çocuklara tecavüzleri, ılımlı söyleyişle tacizleri sözde ülke yönetimi mahkemelerden kaçırdı. Sözde muhalefet sessizliğiyle bu suçlara ortak oldu. Gerçek basının, gazetecilerin görevi kuran hocası, imam… kisvesindeki bu rezilleri ortaya çıkarmak; yargılanıp cezalarını çekmelerini sağlamaktır. Türkiye’nin her dönemden çok Spotlight yüreklilerine gereksinimi var.

Gazeteciler Timur Soykan, Murat Ağırel, Mustafa Hoş, Barış Pehlivan’ı Türkiyemizin “aydınlık” gazeteci topluluğu olarak görüyorum.

Ülkemizde, gerçek uyarlamayı geçtim, kurgusunun flmi dahi yapılamıyor, yapılmıyor. Ceylanların, benzerlerinin işi varsa yoksa çorak, karlı, çaresiz, bunalımlı, küfürlü, etnik güzellemeli görüntüler. Ödül, uzun tartışmalar gırla.

Çeyrek yüzyıldır aileler de felç edilmiş durumda. Hâlâ güvenip çocuklarını buralara gönderebiliyorlar. Camilerse tarikat “sivil toplum örgütleri” tarafından parsellenmiş. Muhalafet, birinci parti içinde olmak üzere, kimsenin korumaya niyeti yok. İki B’ye çok iş güşüyor: Basın ile barolar!

Bu suçların cezasız kalacağını kimse sanmasın. Bir günde jeser de sap da döner. Saklanacak fare deliği ararlar ama bulamazlar.

 

 

Exit mobile version