Saint Simon Manastırı mı?
Trabzon’un Maçka ilçesindeki Sümela Manastırı’nın kapsamlı restorasyon ve kaya ıslahı çalışmalarının ardından, ilk bölümü, 18 Mayıs Müzeler Haftası’nda ziyaretçilerini ağırlayacak. Peki, 1500 yıllık Saint Simon’un yıllardır süren yalnızlığına ve bakımsızlığına bizler ne zaman çare oluruz!
Şanlıurfa, 2019’a atfedilen “Göbeklitepe Yılı” nedeniyle oldukça kalabalık bir turizm sezonuna hazırlık yapıyor. Trabzon mu? Altındere Vadisi’ndeki Karadağ’ın eteğinde, sarp ve kayalık alana kurulu, misafirlerine doğa, tarih ve kültürü bir arada sunan Sümela Manastırı’nda başlatılan restorasyon ve kaya ıslahı çalışmalarının ardından ilk bölümünün açılışına hazırlanıyor. Açılış için beklenen gün ise 18 Mayıs Müzeler Haftası!
-İKİ MANASTIR-
Ekonomisinden turizmine, oldukça sıkıntılı ve yorgun dönemler yaşayan Hatay’ın Antakya’sı ile başlayan ve Defne’si ile devam eden kadim coğrafyanın 500 rakımlı zirvesinde ‘buradayım’ diyen 
Aknehir’in 500 rakımlı zirvesinde ‘turizme hazır’ hale getirilmeyi bekleyen Saint Simon Manastırı örneğine karşın, hazırlıkları tam gaz devam eden Trabzon’un Sümela Manastırı’na biraz yaklaşalım mı? Neler yapılmış, bir bakalım!
–SEZONA HAZIR!-
Doğal güzellikleri, eşsiz manzarası ve turizm alternatifleriyle her mevsim rağbet gören Sümela Manastırı, yöreye gelen ziyaretçilere trekking, dağ bisikleti, yamaç paraşütü, foto safari gibi farklı olanaklar da sunuyor. Yeni turizm sezonunda, ilk bölümüyle, “18 Mayıs Müzeler Haftası”nda ziyaretçilerini ağırlayacak manastırda; 4 bin ton kaya temizliği yapıldı, manastıra giden 300 metrelik yürüyüş yolu düzenlendi. Tarihi su kemerleri, giriş binası ile manastıra çıkan merdivenler ise yeniden restore edildi.
-BİZDEKİ Mİ?-
Konuya ilişkin yapılan haberlere ve mevcut bulunanlara eklenen eleştirilere rağmen bugüne kadar her hangi bir açıklama, düzeltme ya da bilgilendirme yapma gereği duymayan Hatay’daki ilgili ve yetkili kurumların aksine, eldeki için konuşan Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Ali Ayvazoğlu’na kulak kabartalım mı?
Ayvazoğlu, yapılan çalışmalara ilişkin yaptığı son açıklamada, Sümela Manastırı’nın, yılın dört mevsimi sunduğu alternatiflerle yerli ve yabancı turistlerden rağbet gördüğünü söyledi. 
“İlk bölümde, ziyaretçilerimizin can güvenliğini sağlamak üzere 4 bin ton kaya temizliği yapıldı. Ayrıca manastıra giden 300 metrelik yürüyüş yolu düzenlendi, tarihi su kemerleri, giriş binası ile manastıra çıkan merdivenler de yeniden restore edilerek kullanılır hale getirildi. Şu anda çevre temizliğine yönelik çalışmalarımızı hızlandırdık ve açılışa hazırlanıyoruz.”
-BAŞLANGIÇ!-
Sümela Manastırı’nın ilk bölümünün açılışının 18 Mayıs’ta yapılacağını aktaran Ayvazoğlu, Saint Simon Manastırı için de kurumsal bir açıklama, ama aynı zamanda kurumsal bir sahiplenme bekleyenlerin kıyısında şunları kaydetti:
“Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy, Sümela Manastırı’mızın birinci bölümünün tamamlanarak, 18 Mayıs Müzeler Haftası’nda ilk kısmının açılacağını ifade etmişlerdi. Biz de, Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak, bu yöndeki çalışmalarımızı hızlandırdık. Dünyaca ünlü Sümela Manastırı’mız, yeni turizm sezonu öncesi, ilk bölümüyle yerli ve yabancı turistlerini ağırlamaya hazır. İkinci etap kısmın tamamlanmasına yönelik de çalışmalarımız başladı. İkinci etap çalışmalarını da 2020 sezonunda tamamlamayı planlıyoruz.”
Sümela Manastırı için konuşan ve ‘olması gerekenlerin altını çizen Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü gibi, Hatay İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü de konuşur ve olması gerekenlerin altını bir an önce çizer mi? İşte buna cevap vermek çok zor!
“İki Manastır ve İki Hikâye” noktasında duran ve düşüncelerini paylaşan bir turizmcinin saptaması ise şöyle:
“Yapılana bakıp da, bir tarafta Turizm Bakanlığı’nın çalışma yaptığı, ama diğer tarafta yapmadığı gibi bir izlenim çıkmaması gerek, ki bu yanlış olur. Bir kere her şeyi Bakanlık’tan bekleme düşüncesi zaten başlı başına yanlış! Sorunlar ne? Manastırın olduğu alanda olması gereken yapılar hizmette değil. Çalışan sayısı eksik. Bölgede ciddi bir kirlilik sorunu var. Alanın koruması için güvenlik önlemi ise ‘0’ noktasında!
Anlaşılan o ki, önce bizlerin kendi evinin önünü süpürmesi, ardından da Bakanlığa dönüp, ‘eldeki için biz de projelendirme istiyoruz’ demesi gerekiyor. Peki, ilk kısımda durum ne? İşte o kısım çok kötü. Bence bir an önce evin önü için temizliğe başlamak gerekiyor. Yoksa bu haliyle gelen misafirlerin çektikleri fotoğraflara, tüm o şikâyet konusu detaylar girmeye devam edecek. Bu da turizme en büyük ihanet.” -Tamer Yazar-