Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Süreçte biz yokuz

İMO Hatay Şubesi, ev

İMO Hatay Şubesi, ev sahipliği yaptığı Tarihi Eser Çalıştayı’nda inşaat mühendislerine rol biçilmemesini eleştirdi.

İşler, usta marifeti ile yapılıyor!

Hatay İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Selim Harbiyeli, ev sahipliği yaptıkları Tarihi Eserlerin Korunması Çalıştayı’ndaki açılışı konuşmasında, meslek mensubu inşaat mühendislerine koruma kurullarında, belediyelerin ilgili müdürlüklerinde, proje hazırlama süreci ile restorasyon ve yapım süreçlerinde rol biçilmemesini eleştirdi.
İMO Başkanı Harbiyeli, “İnşaat mühendisleri, proje hazırlama sürecinden restorasyon ve yapım süreçlerine kadar, ilk baştan sonuna kadar sürecin içinde olmalıdır. Çünkü bir yapının restorasyonu yapılırken, mutlaka ve mutlaka stabilitesinin korunması gerekir. İşin doğası gereği, yapının stabilitesini ve ihtiyaç duyulabilecek güçlendirme işlerini inşaat mühendisleri yapmalıdır. Ancak bu işler günümüzde maalesef usta marifeti ile yapılmaktadır” açıklaması yaptı.
Cumartesi günü il dışından da gelen çok sayıda katılımcının doldurduğu salondaki açılış konuşmasında, bu çalıştayın, Kasım ayında Trabzon’da yapılacak olan sempozyuma, tarihimize ve kültür yapılarımıza faydalı olmasını dileyen Harbiyeli, “Tarihi anmak ve tarihimizi anlamak, onun bıraktığı eserleri korumakla mümkündür. Bunu yapabilmek için de koruma kültürünü ve koruma anlayışını tesis etmek gerekir. Bu işler, kanunlarımız ve ilgili mevzuatlar gereği koruma kurulları aracılığı ile yapılmaktadır. Ancak bu işlerin en büyük paydaşı halk olsa da , bu işleri yürüten paydaşlar Belediyeler, Kültür müdürlükleri, Müze Müdürlükleri, Mimarlar ve Mühendislerdir” dedi.
İMO Şube Başkanı Harbiyeli, kültür varlıklarını korumanın koruma kültürünü oluşturmakla mümkün olabileceğinin altını çizdiği açılış konuşmasına şöyle devam etti:
“Ancak üzülerek söylemem gerekir ki, ülkemizde o anlamda koruma kültürünün iyi olduğunu söylemek mümkün değildir. Bundan dolayı, kurultay çalışmalarımızı yaparken, koruma kültürünü oluşturabilmenin birinci koşulu olan tarihi kültür varlıklarını koruma eğitimi konusunu bu çalıştayın çalışmaları arasına aldık.
İnşaat Mühendisleri Odası tarihine ve tarihin bize bıraktığı mirası korumak ve geleceğe devretmek anlamında, geçmiş yıllarda 5 defa, kimi zaman ulusal kimi zaman da uluslararası bazda 2 yılda bir sempozyumlar düzenledik. İşte bu çalıştay o çalıştaylardan biridir.”
İMO Hatay Şube Başkanı Selim Harbiyeli, Hatay’da çalıştay kararı alınmasıyla birlikte yaptıkları çalışmaları da şöyle aktardı:
“ Çalıştay programını ve devamında içeriğini hazırlarken, mümkün olduğunca yerel dinamikleri ve bu işin paydaşlarına maksimum oranda ulaşabilmek amacıyla şube olarak ulaşabileceğimiz bütün kurumlarla irtibata geçerek çalıştayı zenginleştirmeye çalıştık. Bu kurumlar; Adana Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, İl Kültür Müdürlüğü, Müze Müdürlüğü, Hatay Büyükşehir Belediyesi, Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Mustafa Kemal Üniversitesi, İskenderun Teknik Üniversitesi, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası, Defne Belediyesi, Antakya Belediyesi, Samandağ Belediyesi, Arsuz Belediyesi ve ayrıca 10 ilçe belediyemizle iletişime geçildi.
Çalıştayı, tarihi kültür varlıklarımızı, yönetmeliklerimizi, ilgili kanunları, uygulamaları, uygulamada yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini beraber tartıştık. Çalıştay programımızdan da göreceğiniz gibi, bazı paydaşlarımız bugün sunum yapacaklar. Ancak bazı paydaşlarımız da çalıştayımızla ilgili görüşlerini yazılı olarak sunacaklarını ifade ettiler.”
İMO Başkanı Selim Harbiyeli, konuşmasının son bölümünde de salondaki yetkililere şu anlamlı mesajları aktardı:
“Sonuç olarak, ‘tarihine sahip çıkmayan, bugününe de yarınına da sahip çıkamaz’ mantığı ile hareket edip bundan sonraki çalışmalarımızı sürdürmemiz gerektiğine inanıyoruz. Tarihi kültür varlığı yapıların restorasyonunda, inşaat mühendislerinin ilk aşamadan son aşamaya kadar olması gerektiğine inanıyoruz. Kısacası, inşaat mühendisleri; koruma kurullarında, belediyelerin ilgili müdürlüklerinde, proje hazırlama süreci ile restorasyon ve yapım süreçlerinin ilk anından son anına kadar sürecin içinde olmalıdır. Çünkü bir yapının restorasyonu yapılırken, mutlaka ve mutlaka stabilitesinin korunması gerekir. İşin doğası gereği yapının stabilitesini ve ihtiyaç duyulabilecek güçlendirme işlerini inşaat mühendisleri yapmalıdır. Ancak bu işler günümüzde maalesef usta marifeti ile yapılmaktadır.” -Cemil Yıldız-