2011’de, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Suriye’de iç savaşın tohumları atıldı. Yaklaşık 100 ülkeden teröristler getirtilerek Esad yönetimini devirme ve Suriye’yi bölme savaşı başlatıldı. Fakat Esad’ın Libya’da Kaddafi; Irak’ta Saddam gibi olmadığı görüldü. Yüzde sekseni Sünni olan Suriye ordusu ve halkı, Alevi Esad’a ihanet etmedi; Rusya ve İran Esad’ı destekledi, sonuçta Suriye rejimi altı yıl süren iç savaşa rağmen dağılmadı. Ocak 2017’ye gelindiğinde, Suriye’nin kuzeyinde PYD/PKK; Fırat’ın doğusunda Afrin’e kadar olan bölgede Türkiye’nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO); Hatay sınırındaki İdlib ve çevresinde El Nusra ve diğer muhalif gruplar; doğuda DAEŞ/IŞİD yerleşmiş durumda. Halep-Hama-Humus-Şam hattının batısındaki Suriye ise Esad’ın kontrolünde. Yani, fiilen dört parçaya bölünmüş bir Suriye ile karşı karşıyayız. Ülkenin nüfusunun yaklaşık yarısı, ya evlerini terk etmiş ya da yabancı ülkelere göç etmiş.
ABD ve Rusya’nın, Suriye’nin kuzeyinde özerk bir Kürt Devleti kurulması ve Akdeniz’e çıkışının sağlanması konusunda uzlaştıkları anlaşılıyor. Kuzey Irak’taki Barzani yönetimi ile Suriye’nin kuzeyindeki PYD/PKK bölgesi birleştirilerek, Akdeniz’e açılan bir enerji koridoru oluşturulması hedefine hızlı adımlarla yol alınıyor. Türkiye’nin Medeniyetler Şehri, Atatürk’ün emaneti Hatay, Türkiye’den kopartılarak bu koridora dahil edilmek isteniyor. Yönetenlerin sürekli dillendirdikleri ¨Türkiye’nin Beka Sorunu var¨ (coğrafi bütünlüğün tehlikede olması) gerçeği, tüm çıplaklığı ile artan bir tehdit olarak ortada duruyor. Ayrıca, ABD’nin Kürt Devleti hedefi ile PKK/PYD’nin Hatay dahil Güneydoğu Anadolu’yu alma hayali ilk kez bu denli örtüşüyor. ABD’nin yeni başkanı Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı General Mike Flynn yaptığı konuşmada: “Bana göre yeni bir Orta Doğu şekillenecek ve Irak ile Suriye bütünlüğünü koruyamayıp dağılacak. Orta Doğu’da üç veya dört yeni devletin doğacağı kanaatindeyim ve gelecekte bir bağımsız Kürdistan’ı göreceğimizi söyleyebiliriz.”(1) demişti. Bu konuşma, ABD’nin yeni başkanı Trump’ın Türkiye’yi bölecek bir Kürt Devleti’nin kurulması yönündeki niyetini açığa çıkarmıyor mu?
Bu yoğun ve karmaşık gelişmeler baş döndürücü bir hızla sürerken, bu kez İsrail İstihbarat Servisi MOSSAD’ın bir haritası ortaya çıktı.(2) Haritada, ABD, Rusya ve Türkiye’nin Suriye’de oluşturacakları güvenlik bölgeleri yer alıyor. Fırat’ın doğusunda PYD/PKK bölgesinde ve Suriye’nin Ürdün-İsrail sınırında olmak üzere, ABD’nin iki güvenlik bölgesi; Esad’ın kontrolündeki Suriye’nin batısında Rusya’nın bir güvenlik bölgesi; Türkiye’nin, Fırat’ın batısında şu anda kontrol ettiği alanda bir güvenlik bölgesi oluşturması öngörülüyor. Suriye’nin dört parçaya bölündüğü bu haritada ABD tarafından, Suriye’nin kuzeyinde PYD/PKK devletinin temelleri atılmış oluyor. İsrail zaten Suriye’nin bölünmesinden yana. Çünkü bu harita hem İsrail’in hem de ABD’nin stratejik hedeflerine uygun. Türkiye’nin rotasını çevirdiği, siyasi iktidarın en çok değer verdiği Suudi Arabistan’ın da, Türkiye’nin bölünmesine neden olacak bu harita üzerinde ABD ile anlaştığı ortaya çıktı.(3)
Bu arada, Rusya Akdeniz’e ve Suriye’ye yerleşti. ABD, Suriye kuzeydoğusunda Haseke’de büyük bir üs kurma çalışmasına devam ediyor. Yani Türkiye, güneyde 911 kilometrelik sınırda, sadece Suriye ile komşu iken şimdi ABD, Rusya ve PYD/PKK ile komşu durumuna geldi.
Hatay sınırı yakınındaki Suriye’nin İdlib kentinde bulunan El Kaide uzantısı El Nusra ve diğer radikal cihatçı terör gruplarının Türkiye’ye yakın gelecekte geçecekleri ve Türkiye’nin başına IŞİD gibi bela olacakları gerçeği de ortada. Türkiye PKK, IŞİD/DAEŞ, FETÖ terör sarmalı içinde iken yakında El Nusra da eklenecek.
Yeni ABD Başkanı Trump, önem verdiği Mısır Devlet Başkanı Sisi ile telefonla görüştü, Türkiye’nin Mısır’da desteklediği Müslüman Kardeşler’in terör örgütü listesine alınacağını söyledi. Müslüman Kardeşler’in terör örgütleri listesine alınması, Türkiye’nin uyguladığı dış politikanın önemli bir darbe daha alması demek değil mi?
Elbette bu günlere durup dururken gelinmedi. Suriye ve Ortadoğu politikasında yapılan stratejik hatalar, artık neredeyse düzeltilemeyecek konuma geldi. Çünkü stratejide yaptığınız hatayı taktikle düzeltmeniz mümkün değil, düzeltilse de yıllar alır. Türkiye ne yapmalı? Türkiye, hızla Suriye rejimi ve Suriye ordusu ile işbirliği kurarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü esas alan politikayı kararlılıkla uygulamalıdır. Süleyman Şah Türbesi’ni eski yerine taşıyarak, meşru müdafaa hakkı çerçevesinde Türk toprağını koruyacak şekilde Fırat’ın doğu ve batısında Güvenlik Bölgesi oluşturmalıdır. Böylece, kısa vadede sonuç vermezse bile orta vadede, PYD/PKK’nın Suriye’den temizlenmesi ve terör örgütlerine karşı daha etkin önlem alınması için adım atılmış olur.
(1) ABC Gazetesi, 23 Kasım 2016.
(2) Odatv.com, 28 Ocak 2017.
(3) www.yeniakit.com.tr, 30 Ocak 2017.
naimbaburoglu@gmail.com