Hatay’ın Suriye sınır hattı boyunca uzanan çadır kentlerde barınan on binlerce sivil, İdlib’de yaşanan çaresiz bekleyiş ve sağlık çalışanlarının yüzde 70’inin terk ettiği Suriye! Bölgede yardım çalışmalarına katılanların sık sık dile getirdiği başlık ise net! ‘Koronavirüs patlamasından endişe ediliyor’! Günde sadece 100 kişinin test edildiği ülkede, Şam yönetimi, gerçekleri gizlemekle suçlanıyor.
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs, dünyanın dört bir yanına yayılarak bir pandemi haline geldi. Salı günü itibariyle 2 milyon 407 bin kişiye bulaşan virüs, Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi gelişmiş ülkelerde toplumsal ve ekonomik yaşamı durma noktasına getirdi. Koronavirüs, savaş yorgunu ülkeler için de çok büyük bir tehdit oluşturuyor.
Uzmanlar, tam da bu noktada, Suriye’deki hastanelerin COVID-19’la başa çıkma konusunda mevcut ihtiyaçları karşılayamadığını ve hijyen koşullarının vahim olduğu uyarısında bulunuyor. İnsani yardım kuruluşları, savaşın yıprattığı Suriye’de koronavirüs salgınının yol açabileceği ciddi hasarlar konusunda uyarıyor. Savaşın dokuz yıldır sürdüğü Suriye’de, çok sayıda hastane çatışmalar nedeniyle zarar görmüş durumda.
-VAKALAR!-
Deutsche Welle Türkçe’nin derlediği resmi verilere göre, ülkede şu ana kadar COVID-19 nedeniyle iki kişi yaşamını yitirirken, kayıt altına alınan koronavirüs vaka sayısı ise sadece 38. Ancak yarısı başkent Şam’da olmak üzere, ülkede her gün yalnızca 100 test yapıldığı için, salgının gerçek boyutunu kestirebilmek mümkün değil.
Bazı uzmanlar, Şam yönetiminin, koronavirüs kaynaklı ölüm sayılarını siyasi nedenlerle gizlediğini savunuyor. Çalışmalarını, Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House’ta sürdüren Zaki Mehchy, “Tıbbi personel, Suriye’de, virüs semptomlarıyla ölen çok sayıda insan olduğuna inanıyor. Ancak (Şam’a bağlı) güvenlik makamları, bundan basına bahsetmemelerini istiyor veya susmalarını emrediyor“ diye konuşuyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, 2019 yılı sonu itibariyle ülkedeki hastanelerin yalnızca üçte ikisinden azı faal. Sağlık çalışanlarının yüzde 70’i ise, savaş başladığından bu yana ülkeyi terk etmiş durumda.
Suriye’de muhaliflerin son kalesi olarak nitelendirilen, Hatay’a komşu İdlib’de ise sadece tek bir koronavirüs test cihazı bulunuyor. Makki Epidemiyoloji Gözlem Laboratuarı, Suriye’de, Şam kontrolü dışında bulunan bölgelerdeki tek PCR testine sahip olma özelliği taşıyor. Dolayısıyla, İdlib’de koronavirüsün tespit edilebilmesi yalnızca tek bir cihaza bağlı. Doktor Muhammed Şahim Makki, laboratuardaki cihazın, “İdlib’teki tüm insanlara hizmet vermek için yetersiz olduğunu“ söylüyor.
-FELAKET!-
Londra merkezli Uluslararası Strateji Çalışmaları Enstitüsü’nden (IISS) Ortadoğu Analisti Emile Hokayem, durumu “Felaket geliyorum diyor” diye özetliyor. Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ise, İdlib’de savaş nedeniyle yerinden edilenlerin kaldığı kamplarda “fiziksel mesafe” kurallarının uygulanmasının imkansız olduğuna vurgu yapıyor.
Uluslararası Kurtarma Komitesi’ni (IRC) temsil eden Misty Buswell, “Gıda ve temiz su eksikliği ve soğuk hava koşulları, hali hazırda yüz binlerce kişinin sağlık durumunun kötüleşmesine yol açarak, onları daha da savunmasız hale getirdi“ değerlendirmesini yapıyor. Buswell, salgın patladığı takdirde, İdlib’deki yıkımın “tahayyül edilemez” derecede olacağını söylüyor. IRC’ye göre, İdlib’deki 105 yoğun bakım yatağı ve 30 yetişkin solunum cihazının tümü şu anda kullanımda.
Tüm bu açıklamaların ardından, 2 gün sonra, Suriye’nin kuzeyinden ilk ölümlü vaka haberi geldi. Yapılan açıklamada, ölen kişinin 53 yaşında bir erkek olduğu ifade edildi. Yapılan bilgilendirmede, söz konusu kişinin, 27 Mart’ta Kamışlı’daki bir hastaneye getirildiği ve 2 Nisan’da da yaşamını kaybettiği bildirildi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından da bir raporla onaylanan ölüme işaret edenler, ülkenin kuzeyinde yaşanan kontrolsüzlüğün, salgın için uygun şartları oluşturduğuna dikkat çekti ve bölgedeki etkili ülkelerin ciddi bir koordinasyonla bu alana müdahale etmesi gerektiğinin altını çizdi.
-DÖNENLER-
Bölgede göç verilerine ilişkin çalışma yürüten Suriye Müdahale Koordinatörlüğü Müdürü Muhammed Hallaj, eldeki tablonun geri dönüş hikayesinde duranlardan. Konuşmasında, “Ateşkesin üstünden geçen yaklaşık 1,5 ayda 21 bin 500 civarı aileden oluşan 119 bin 583 sivil, İdlib ili ve kırsalıyla Halep kırsalındaki yerleşimlerine geri döndü” diyen Hallaj, yüz binlerce sivilin, rejimin ele geçirdiği bölgelere dönmek istemediğini ve bu insanların Türkiye-Suriye sınır hattındaki (Hatay) kamplarda yaşamlarına devam edeceğini söyledi. Tamer Yazar