“Çekiç Güç”
1991 yılında Körfez Savaşı’ndan sonra, Kuzey Irak’taki Kürtleri o zamanki Irak lideri Saddam Hüseyin’e karşı korumak için ABD liderliğinde İngiliz, Fransız uçak ve helikopterlerinden bir kuvvet oluşturuldu. Bu kuvvet, Türkiye (İncirlik, Pirinçlik) üzerinden “Çekiç Güç” harekâtını gerçekleştirdi. 1991 yılında, Irak Hava Sahası’nda 36’ncı paralelin kuzeyi ile 32’nci paralelin güneyi “Uçuşa Yasak Bölge” ilan edildi ve bu bölge Irak Hava Kuvvetleri’ne yasaklandı. Bu uygulama, ABD işgalinin başladığı 2003 yılına kadar 12 yıl sürdü. ¨Çekiç Güç¨, 12 yıl boyunca Kuzey Irak’ta Kürt Devleti’nin kurulmasına şemsiye oldu ve PKK’nın canlanmasına uygun ortam sağladı.
Bölgeden sorumlu dönemin Asayiş Kolordu Komutanı ve İkinci Ordu Komutanı olan Emekli Orgeneral Necati Özgen, 15 Eylül 2005’te Çekiç Güç konusunda şunları söyledi: “1992’deki o güvenli bölge, 36’ıncı paralelle birlikte, PKK’ya karşı operasyon için iyi bir bölge oluştu diye düşündük. İstediğimiz zaman Kuzey Irak’a girer, kimseden müsaade almadan operasyon yaparız dedik. Yaptık da… Ama bugün bunun tersine döndüğünü gördük. Sonra ne oldu? Orada özel bir statü ve resmi bir devlet kuruldu.”(1)
ABD Heyeti’nin Ankara’yı ziyareti ve Sykes-Picot
8 Ocak 2019’da, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton, ABD Genelkurmay Başkanı Dunford ve ABD Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey Ankara’ya Suriye’yi görüşmek üzere geliyor.
Gündem maddelerini Bolton İsrail’de iken açıkladı: “ABD’yle tam koordinasyon olmadan Türkiye’nin Suriye’de operasyon düzenlemesini istemiyoruz. Kürtleri korumaya yönelik anlaşma imzalanmadan, ABD askerlerinin Suriye’den çekilmesi gerçekleşmeyecek” dedi.
Ayrıca ABD Heyeti’nin, Sykes-Picot Anlaşması’nı çağrıştıran bir haritayla Ankara’ya geleceğine dair haberler yabancı basına sızdı. Nedir Sykes-Picot? Osmanlı Devleti’nin parçalanması amacıyla, İngiltere ve Fransa arasında 3 Ocak 1916’da bir anlaşma yapıldı ve Rusya’ya bildirildi. Rusya da, Kuzeydoğu Anadolu’daki toprak isteklerinin kabul edilmesi kaydıyla, bu anlaşmayı benimseyeceğini belirtti. Sonuçta Sykes-Picot Anlaşması kesin şekliyle imzalandı. Buna göre;
– Adana, Antakya Bölgesi, Suriye kıyıları ve Lübnan Fransa’ya; Musul dışında Irak İngiltere’ye bırakılıyordu. Fransa ve İngiltere kendilerine bırakılan bölgelerde istedikleri yönetimleri kurabileceklerdi.
– Suriye’nin diğer bölgeleri ile Musul ve Ürdün’ü kapsayan bir Büyük Arap Krallığı kurulacak, ancak bu Fransız ve İngiliz koruyuculuğu altında bulunacaktı.
– Filistin’de Rusya ve diğer müttefikler ile Şerif Hüseyin tarafından kararlaştırılacak uluslararası bir yönetim kurulacaktı.
Ancak, Rusya’nın savaştan çekilmesi ve gizli anlaşmaları açıklaması sonucu, Sykes-Picot yürürlüğe giremedi.(2)
Suriye’yi bölme planı
Tarih tekerrür mü? Bu anlaşmadan 102 yıl sonra bugün, bölge benzer gelişmelere gebe. Sınırlar yeniden çizilerek, haritalar değiştirilmeye çalışılıyor. ABD Heyeti’nin Ankara’ya, Fırat’ın batısı, doğusu ve Suriye’de geri kalan bölgeler olmak üzere bir çözümle geleceği belirtiliyor. Sykes-Picot benzeri bir harita… Suriye’de, Fırat batısında Menbiç ve Fırat doğusunda Arap çoğunluğunun bulunduğu bir-iki bölgede Afrin benzeri ceplerin Türkiye’nin kontrolüne verilmesi. Karşılığında, Türkiye’ye verilen ceplerin doğusunda-batısında, YPG/PKK terör örgütünün güçlü olduğu yerlerde varlığını sürdürmesi. Başka bir değimle, YPG/PKK terör örgütünün gücünü artırması için uygun bir ortamın hazırlanması. Oysa Türkiye’nin Siyasi Hedefi, Türkiye- Suriye sınırında yer alan PYD/PKK terör örgütünün etkisiz duruma getirilmesiydi.
1992’de “Çekiç Güç”ün ilanından 2019’a bugüne gelindiğinde, 27 yıl sonra bu kez Suriye’nin kuzeyinde benzer bir tablo ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. ABD, Fırat’ın doğusunda Suriye’nin yaklaşık yüzde 30’unu YPG/PKK terör örgütüne işgal ettirmiş durumda. Türkiye’nin, YPG/PKK terör örgütünü etkisiz duruma getirmek için Fırat’ın doğusuna yapacağı olası operasyona karşı çıkan ABD’nin, bir tampon bölge haritasını hazırladığı söyleniyor. PYD/PKK terör örgütünü koruma, Suriye’yi parçalama ve gelecekte Kuzey Irak’la birleşme potansiyeli taşıyan bir bölge oluşturma amacını güden ABD, bir taşla çok sayıda kuş vurmanın peşinde.
“Tampon Bölge” ya da “Güvenli Bölge”nin varlığı, “Uçuşa Yasak Bölge”yi gerektirir. “Fırat’ın doğusunda “Uçuşa Yasak Bölge” ilanı, 1992’de Kuzey Irak’ta “Çekiç Güç”ün yerine getirdiği misyon gibi, Suriye’nin kuzeyinde bir YPG/PKK terör devletinin kurulmasında şemsiye görevi demek.
Türkiye, ABD’nin Suriye’de PYD/PKK’yı içine alacak şekilde ¨Güvenli Bölge¨ oluşturma politikasına karşı çıkmalı ve 1992’de Kuzey Irak’ta yapılan hataya düşmemelidir.
¨Tarih, ulusların tarlasıdır, ne ekerseniz onu biçersiniz.¨
(1) Mehmet Ali Güller, Suriye’nin Sevr’i Amerikan Koridoru, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2015.
(2) Rifat Uçarol, Siyasi Tarih, Harp Akademileri Komutanlığı Basımevi, 1985.