Tarih, kurtarıcısını arıyor

Kimi, sahipleri tarafından bile bile terk ediliyor… Ama birçoğu, masraflı maliyetleri yüzünden elden çıkarılmanın faturasında satışa konuluyor. Bu ise, Antakya’nın doğusuna eklenen son hikâye oluyor! Bir dönem ‘sudan ucuz’ denilen Antakya’nın doğusuna ekli ‘kent yapıları’, artan fiyatları ve asıl sahiplerinin çaresizliği nedeniyle zor zamanlar geçiriyor. Yıllar içinde yorgun düşen bu yapıların orijinal bakım masraflarının yüksekliği […]

Kimi, sahipleri tarafından bile bile terk ediliyor… Ama birçoğu, masraflı maliyetleri yüzünden elden çıkarılmanın faturasında satışa konuluyor. Bu ise, Antakya’nın doğusuna eklenen son hikâye oluyor!

Bir dönem ‘sudan ucuz’ denilen Antakya’nın doğusuna ekli ‘kent yapıları’, artan fiyatları ve asıl sahiplerinin çaresizliği nedeniyle zor zamanlar geçiriyor. Yıllar içinde yorgun düşen bu yapıların orijinal bakım masraflarının yüksekliği nedeniyle, çimentodan kerpice çok sayıda ‘yabancı’ malzeme ise işgal etmiş kentin doğu yakasını. Pansuman ihtiyacı arttıkça da, işgal büyümüş. Orijinal halden fersah fersah uzaklaşılmış. Eldeki hikâyenin finali ise ‘satış’ yazısı olmuş. Kurtuluş Caddesi üzerindeki bu taş binanın yaşadığı öykünün son cümlesi gibi! Beklenen ve istenen şey, kamusal bağlamda geliştirilecek ‘makro’ bir çözüm. Ancak o da gecikince, devreye ‘kadere teslim’ evler ve onları yeniden hayata bağlayacaklar girmiş. Ama o da yetmemiş! -Tamer Yazar-

Exit mobile version