Tartışmaya, Bakan Soylu da dahil oldu!

“Ne Yapmaya Çalışıyorsun?” Mayıs verilerine göre, 430 bin 639 Suriyeli sığınmacı sayısıyla İstanbul (544.296) ve Gaziantep’in (463.387) ardından ikinci sırada yer alan Hatay, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın son dönemki ‘göçmen karşıtı’  söylemleri nedeniyle gündemde! Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın dünkü Hatay ziyareti, son dönemde Türkiye’de siyasilerin de ana gündem başlığı halini alan […]

“Ne Yapmaya Çalışıyorsun?”

Mayıs verilerine göre, 430 bin 639 Suriyeli sığınmacı sayısıyla İstanbul (544.296) ve Gaziantep’in (463.387) ardından ikinci sırada yer alan Hatay, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın son dönemki ‘göçmen karşıtı’  söylemleri nedeniyle gündemde!

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın dünkü Hatay ziyareti, son dönemde Türkiye’de siyasilerin de ana gündem başlığı halini alan Suriyeli sığınmacıları Ankara noktasında da bir kavga malzemesi haline getirdi. Bilindiği gibi Özdağ, Hatay ziyareti öncesinde yaptığı açıklamasında, “Yeni mültecilerin gelmesini engellemek için sınırda çok kapsamlı bir savunma tedbiri geliştiriyoruz. Türkiye sınırındaki mayınların sökülmesiyle sonuçlanan Ottawa Antlaşması’ndan çekileceğiz. Yarın, Hatay’ın Reyhanlı ilçesine gidiyorum. Reyhanlı’da, Türkiye-Suriye sınırına, iktidara geldiğimizde tamamlamak üzere, ilk mayını yerleştireceğiz. Buradan tüm dünyaya duyuruyorum” demişti.

-SERT TEPKİ-

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Hatay bağlamındaki ‘mayın’ başlıklı açıklamalarına tepki gösteren isim, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu oldu.

Soylu, “Gazi Meclisimizde, Milletvekili demeye de ağzım dilim varmıyor da… Birisi, yani kullanılmaya çok müsait olan, kullanılan, uluslararası istihbarat örgütlerinin maşası olmuş birisi diyor ki, ‘Elime mayın alıyorum, mayınla beraber Hatay sınırına gideceğim.’ Hatay sınırına mayın döşeyecekmiş! Meczup desen, meczup! Aklını kaybetmiş desen, aklını kaybetmiş! Ya ne yapmaya çalışıyorsun? Fikrin, zikrin, düşüncen ne? Bu ülkenin, bir medeniyeti var. Bu milletin, bir karakteri var. Niye zorlamaya çalışıyorsun her şeyi? Ve niye bir yabancı düşmanlığı, bir ırkçılık ortaya koymaya çalışıyorsun? Ve bu ırkçılıkla beraber eline ne geçecek? Bunu ne yapacaksın? Neymiş, gidecekmiş sınıra mayın döşeyecekmiş. Ya sınırın kilometrelerce uzağına senin girebilmene biz müsaade eder miyiz?” dedi.

-VİDEOLU YANIT-

Kendisine yönelik suçlamalara bir video ile yanıt veren Özdağ ise “Değil sen, bütün sistemin gelse, herhangi bir yabancı servisle doğrudan veya dolaylı hiçbir ilişkim olduğunu gösteremezsin. Çünkü yok. Çünkü devletimiz her şeyi çok iyi biliyor” derken, Hatay sınırına neden temsili bir mayın koymak istediğini de şöyle paylaştı:

“Birçok ülke, tam sayısı 164. Sınırlarından, anti personel mayınları sökmeye karar verdi ve Türkiye de bunlardan birisi olarak bu anlaşmaya imza attı, sınırlarımızdaki mayınları söktüler. 2009 ile 2011 arasında, Türkiye ile Suriye sınırı arasındaki mayınlar söküldü ve sonra Suriye’den büyük göç başladı. 2015’ten itibaren de Avrupa Birliği finansmanıyla İran sınırındaki mayınlarımız söküldü ve daha sonrasında da halen devam eden Afgan göçü başladı. Bundan dolayı, Zafer Partisi’ni desteklerseniz, sınırlarımızın güvenliğini korumayan 2 metrelik duvarlarla değil, sınırlarda bir istihbarat sistemi kurarak ve sınırlarımızı tekrar mayınlayarak, yüzde 100 güvenlik sağlayacağız.”

-KORKUYORUZ-

Hatay, Mayıs verilerine göre, 430 bin 639 Suriyeli sığınmacı sayısıyla, İstanbul (544.296) ve Gaziantep’in (463.387) ardından ikinci sırada yer alan bir kent. Son dönemde yerel idarecilerin, yaşanan ekonomik sıkıntılar başlığında, sert söylemlerle gündeme taşıdıkları ve ‘ülkelerine dönsünler’ dedikleri Suriyeliler ise yaşananları tedirgin bir şekilde izliyor.

Bu konuda Antakya Gazetesi’ne konuşan Suriyeli bir aktivist, şunları söyledi:

“Buraya geldiğimde 11 yaşındaydım! 21 oldum. 22’ye gireceğim. Benim gibi bu kentte ya da diğer şehirlerde büyüyen on binlerce akranım var. Demem o ki, hiç birimiz düşman değiliz. Bizi göstermeye çalıştıkları o tehlikeli kişiler değiliz. Evet, içimizde hepimizi kötü gösterenler yok değil. Ama bu beni de suçlu ya da tehlikeli yapmaz ki! Yapmamalı da! Kardeşlerim de, ben de çalışıyoruz. Çalmıyoruz, çırpmıyoruz, kimselere zarar vermiyoruz, gerekirse çöplerden atık topluyoruz, ama namussuzluk yapmıyoruz. Ama her şeye rağmen korkuyoruz. Keşke, ama keşke savaş tamamen bitmiş olsa, emin olun, oradaki tüm yokluğa rağmen dönmek isterdim. Sıfırdan başlamak bile korkutmazdı beni. Ama silahları halen birbirlerine doğrultmuş binler var Suriye’de. Hatta İdlib, bence bugüne kadar ki savaşın bekleyen en kanlı cephesi olmaya aday. Bu gerçekler ortadayken, ‘dönün’ diyenler, ‘gidin ve ölün’ de diyor aslında. Onlar da haklı! Ekmek pahalı, hayat çok pahalı, işsizlik var, açlık var. Var olanı paylaşmak dün kadar kolay gelmiyor. Haklılar! Ama bizi de anlasınlar…”

Tamer Yazar

Exit mobile version