Taş bedenin mermer hikayesi…

Olmamış, Ama Israrcıyız! Türkiye’nin her şehrinde, Anadolu’nun tarihine ve kültürüne dair yorgun düşmüş yapıların başarılı restorasyonları altında imzası bulunan Vakıflar’ın Antakya’daki mermer hikayesi devam ediyor. Antakya’nın en can alıcı noktasında bulunan, Anadolu’nun ilk camisi konumundaki Habib-i Neccar Cami için hayata geçirilen düzenleme ve restorasyon çalışmalarının sonucunu bugün memnuniyetle izleyenler, Vakıflar tarafından üstlenilen ‘tarih ve kültür’ […]

Olmamış, Ama Israrcıyız!

Türkiye’nin her şehrinde, Anadolu’nun tarihine ve kültürüne dair yorgun düşmüş yapıların başarılı restorasyonları altında imzası bulunan Vakıflar’ın Antakya’daki mermer hikayesi devam ediyor.
Antakya’nın en can alıcı noktasında bulunan, Anadolu’nun ilk camisi konumundaki Habib-i Neccar Cami için hayata geçirilen düzenleme ve restorasyon çalışmalarının sonucunu bugün memnuniyetle izleyenler, Vakıflar tarafından üstlenilen ‘tarih ve kültür’ hassasiyeti için teşekkür ediyor.
Ancak tüm bu çalışmaların ve hassasiyetin bir köşesinde ‘taş bedenin dün’ haline iliştirilen mermerden bir çeşme, var olan yapının ‘anlatılagelen hikayesinde’ adeta ‘ben buraya ait değilim’ diyor!
Peki, düzeltir miyiz, yoksa eldeki için ‘güzel’ deyip yola devam mı ederiz? -Tamer Yazar-

Exit mobile version