Birçok kez hatırlattığımız gibi, anayasamızın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddelerinden biri de laikliktir.
Türkiye Cumhuriyeti laik bir ülkedir.
Anayasamızda belirtilen laiklik ilkesi doğrultusunda da hareket etmek gerekliliğini de unutmamak gerekir.
Bunlar böyle olduğu halde zaman zaman laikliğe aykırı kararlar alındığı, adımlar atıldığı ya da atılmak istendiği görülmektedir.
Bunlardan birini de, önümüzdeki ay, yarıyıl tatili nedeniyle yapılmak istenen uygulamalarda görüyoruz.
17 Kasımda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Mesleki Çalışma Semineri’nde görmekteyiz.
Adı da temel eğitim ve orta öğretim kurumlarında din eğitimi ve öğretimi programı olacaktır.
Din Öğretimi Genel Müdürü tarafından başlatılacak olan bu program doğrultusunda yapılacak olan konuşmalar, öğretmenler tarafından izlenecek ve bu izlentide takip edilecek imiş.
Adı üstünde, ara tatili yani bu tatil süresince öğrenciler de, öğretmenler de dinlenecekler.
Buna rağmen, öğretmenlere programı izleme yükümlülüğünün getirilmesi, doğru bir hareket değildir.
Ara tatilde öğrenci de, öğretmen de dinlenme hakkına sahiptir.
Bu hakkın elden alınması hem yasaya hem de anayasaya aykırı bir tutum ve davranıştır.
Umuyoruz ki; daha vakit var iken bu yanlış tutum ve davranıştan vazgeçilir.
Öğretmenlerin elinden alınmak istenen hak iade edilir.
Laikliğe aykırı tutum ve davranışlara son verilir.
Eğer bu yapılmaz, dinlenme hakkı, öğretmenlerin elinden alınırsa; çağdaş ve laik eğitimden geriye gidişin geri dönülmeyecek adımlarının atıldığını göreceğiz.
Karma eğitimden adım adım uzaklaşma işaretlerinin görüldüğü bir ortamda, ara tatilinde, öğretmenlerin dinlenmesine imkan verilmemesi laik eğitimin kösteklenmeye çalışılmasının adımları olarak görülecek, bu da gelecek için tehlike çanlarının çalmasına neden olacaktır.