Binlerce yıldır birçok medeniyete ev sahipliği yapması dolayısıyla Osmanlı, Fransız ve Arap Mutfağının zengin çeşitlerini içinde harmanlayan gastronomi kenti Hatay, sahip olduğu 650’nin üzerinde yemek, meze ve tatlı çeşitleriyle her damak tadına hitap ediyor etmesine de… Bir tartışma hala devam ediyor!
Dünya mutfağında önemli bir yere sahip Türkiye’de, gastronomi alanında son yıllarda önemli gelişmeler yaşanırken, Hatay ve Gaziantep’in de içinde olduğu gastronomi başlığında ‘ünvan’ alan kent sayısı Afyonkarahisar ile beraber 3’e yükseldi. İlk olarak Gaziantep, 2015’te UNESCO tarafından gastronomi dalında Yaratıcı Şehirler Ağı’na dahil edildi. 2017’de Hatay ve son olarak da 2019’da Afyonkarahisar bu unvana layık görüldü.
-LİSTE UZUN-
Zengin mutfağıyla damakları şenlendiren kentte öne çıkan eşsiz lezzetleri arasında, sıcak yemeklerden tepsi kebabı, soğuk mezelerden Antakya Tuzlu Yoğurdu ve tatlılardan ise Antakya Künefesi, sofraları süslüyor.
Tatlı denilince akla gelen kentlerin başında yer alan Hatay’ın, damakları tatlandıran lezzeti ise istisnasız, Antakya Künefesi.
-30 SENE OLDU-
Hatay’da yaklaşık 30 yıldır tepsi kebabı hazırlayan kasap Hasan Kılıç, bu eşsiz lezzeti tatmak için kente gelen yerli ve yabancı birçok turisti ağırladıklarını anlatırken, “İlk defa tepsi kebabı yiyen misafirlerimiz, yemeğin çok lezzetli olduğunu belirtiyor ve memnun bir şekilde ayrılıyor. Herkesi, bu lezzeti tatmaya bekliyoruz” diye konuştu.
Künefe ustası Fatih Uzunparmak ise künefenin, gastronomi şehri Hatay’da apayrı bir yere sahip olduğunu belirterek, çarşıya gelen turistlerin mutlaka yanlarına uğradığını ifade etti. Hatay Gastronomi Evi Mutfak Şefi Süleyman Demirel de, tatlı kadar, 2020 yılında tescillenen Antakya Tuzlu Yoğurdu’nun da kent mutfağının vazgeçilmez mezelerinden biri olduğunu ve çok beğenildiğini aktardı.
Mersin’den Hatay’a tatile gelen Ümit Kızıl ise tavsiye üzerine arkadaşıyla birlikte tepsi kebabı yediğini ve çok lezzetli bulduğunu söyledi. Kızıl, Hatay mutfağını eşsiz bulduğunu ve herkesin bu lezzetleri tatması gerektiğini sözlerine ekledi.
Geçtiğimiz günlerde Antakya Gazetesi’nde çıkan bir habere işaret eden ve konuyu bu düzlemde ele alan bir turizmci ise şöyle konuştu:
“Her şey güzel, her şey muhteşem aslında. Bu kent, birçok kentin sahip olmak istediklerinin neredeyse hepsine sahip. Tarihi var. Kültürü var. Muhteşem yemekleri var. Birçok medeniyetin birikmişliği var. Bir Gastronomi Evi yerine, yakında Valilik eliyle ikinci bir Gastronomi Evi’ne sahip olacak. İnanılmaz bir sermaye birikimi var. Üretim alanlarını da unutmuyorum. Aslında bakarsanız, kullanılabilmiş olsaydı eğer, bu kentteki mülteciler de müthiş bir malzeme, kentin uluslararası çıkışı adına ama… Kimsenin ya aklına gelmiyor ya da ‘nasıl’ sorusunda cevap aranıyor!
Tabi tüm bunlar olurken, Analı Kızlı’yı okuyorum sizde. Adana’nın tescilli çorbasının Hatay 
Bu konuda kimse hatasını kabul etmeyecek gibi. Yine de haber sonrası gelen eleştirileri biliyorum. Sanıyorum, listeyi, en azından bundan sonra hazırlarken daha itinalı olacaklardır. Bir de, Valilik bünyesindeki Gastronomi Evi’nden, kendi adıma iddialı bir sunum bekliyorum. Valimiz Rahmi Doğan Bey, detaycı bir insan. Sadece binanın (Adalı Konağı ve eski Meclis Binası) restorasyonu için bile kaç kere denetim yaptı, hatırlamıyorum! O anlamda, ihaleyi verdikleri işletmeden tutun, mutfakta çalışacak şeflerden ve menü içeriğine kadar, her şeyin çok iddialı olmasını bekliyorum.
Ne zaman açılacağını da soralım mı kendilerine? Çünkü bu tarih de sürekli olarak güncelleniyor. Ben dahil herkes de “bizleri ne bekliyor”, sabırsızlanıyoruz açıkçası. Ne olursa olsun, bu kentin bu anlamdaki çıtasını yükseltecek bence.” Tamer Yazar / AA