Dün, 24 Kasım, Öğretmenler Günü’ydü.
Öğretmenler Günü, ülkemizde 1981 yılından beri 24 Kasım’da kutlanıyor. Yani Öğretmenler Günü 12 Eylül Cuntasının bir ürünü.
Neden 24 Kasım?
24 Kasım’da Bakanlar Kurulu Mustafa Kemal Atatürk’e “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” unvanını 11 Kasım 1928’de yaptığı toplantıda vermiş ve bu unvan, 24 Kasım’da Millet Mektepleri Talimatnamesi’nin yayımlanması ile resmileşmiştir.
Büyük Önder Atatürk, birçok konuşmasında öğretmeni ve öğretmenlik mesleğini yücelten ifadeler kullanmıştır. Örneğin,
“Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.”
“Unutmayınız ki sınıfta, Cumhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir.”
“Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır.”
Gerçekte Batıda, 5 Ekim, Dünya Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.
5 Ekim, 1966 ILO-UNESCO Ortak Belgesi’nde, “Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı“nın yer almasıyla öğretmenlerimizin lehine önemli bir adım atılmış oldu. Bu adımın atıldığı gün olan 5 Ekim, o tarihten bu yana, bütün dünya öğretmenlerinin ortak günü, Dünya Öğretmenler Günü, ilan edildi.
Ortak Belge, “İşe alınmada, seçme ve formasyon, mesleğe hazırlık, değişik düzeydeki öğretmenlerin meslek sorunları, istihdam güvenliği, öğretmenin hak ve sorumlulukları, disiplin işleri ve mesleksel bağımsızlıkları” gibi konuları kapsamaktadır.
Ayrıca; “tatil, ücret, özel izinler, araştırma izinleri, çalışma saatleri ve koşulları, eğitim-öğretim yardımcı personelleri, sınıf mevcutları, öğretmen değişimi, uzak bölgelerde ve kırsal kesimde çalışan öğretmenlerle ilgili özel düzenlemeler, ailesel yükümlülükleri olan öğretmenlerle ilgili düzenlemeler, sağlık, sosyal güvenlik ve emeklilik” gibi konuları da kapsamaktadır.
5 Ekim günü, Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Öğretmenler Günü” olarak belirlenmesine rağmen, 12 Eylül cuntası 24 Kasım’ı ‘Öğretmenler Günü’ olarak ilan etti. 24 Kasım, Öğretmenlerin kendi iradeleriyle belirlediği bir gün değildir. Bir taraftan Töb-Der kapatılıyor, binlerce öğretmen yerinden yurdundan koparılıp sürgüne maruz bırakılıyor, binlerce aile bölünüyor, diğer taraftan 24 Kasım, Öğretmenler Günü olarak ilan ediliyor. Bu çelişki gözden kaçırılmamalı.
Gelinen aşamada 24 Kasım, elbette yok sayılamaz. o gün, taleplerin dillendirileceği gün olmalıdır bence.
Eğitim emekçileri, 24 Kasım’ı günden güne zorlaşan ekonomik, demokratik ve mesleki sorunların ağırlığı altında, kutladılar.
OECD’nin geçtiğimiz yıllarda yayınladığı bir rapora göre, ülkemizde eğitim emekçileri, Avrupa Birliği Üyesi ülkelerindeki meslektaşlarına göre daha fazla çalışmakta, fakat onlardan çok daha az maaş almaktadırlar.
Bugün atanma bekleyen yüz binlerce öğretmen mevcut.
Kısaca, öğretmenler sıkıntılarla boğuşmaya devam ediyor.
Tüm eğitim- bilim emekçilerine sevgi ve dostlukla.