Türkiye, gerçekten NATO’dan ayrılır mı?

4 Nisan 1949’da imzalanan, 14 maddelik NATO Anlaşması’nın üyelerin ayrılması esasını açıklayan 13’üncü maddesi şöyle: “Antlaşma 20 yıl boyunca yürürlükte kaldıktan sonra herhangi bir taraf, ayrılma bildirimini Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti’ne vermesinden bir yıl sonra taraf olmaktan çıkabilir. ABD Hükümeti, aldığı her ayrılma bildiriminden tüm tarafları haberdar edecektir.” NATO ittifakından ayrılma, bu 13’üncü madde doğrultusunda […]

4 Nisan 1949’da imzalanan, 14 maddelik NATO Anlaşması’nın üyelerin ayrılması esasını açıklayan 13’üncü maddesi şöyle: “Antlaşma 20 yıl boyunca yürürlükte kaldıktan sonra herhangi bir taraf, ayrılma bildirimini Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti’ne vermesinden bir yıl sonra taraf olmaktan çıkabilir. ABD Hükümeti, aldığı her ayrılma bildiriminden tüm tarafları haberdar edecektir.” NATO ittifakından ayrılma, bu 13’üncü madde doğrultusunda gerçekleşiyor.NATO Anlaşması’nda, üye ülkeyi ittifaktan ayırma gibi bir hüküm yer almıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle, “Fransa’nın bağımsız bir savunma politikası izlemesi gerektiği” düşüncesiyle, 7 Mart 1966’da ABD Başkanı Johnson’a NATO’dan ayrılma isteğini bir mektupla belirtti. 14 Mart 1967’de, Fransa NATO’nun askeri kanadından ayrıldı ve Paris’teki NATO Karargâhı Belçika’ya taşındı. Fakat Fransa bir nükleer güç olmasına rağmen, NATO dışında kalamadı ve 1995’te başlayan süreçle 2009 yılında tekrar NATO’nun caydırıcılık şemsiyesine geri döndü.

Yunanistan, 1952’de Türkiye’yle birlikte NATO’ya üye oldu. Kıbrıs Barış Harekâtı’nda, NATO’nun Türkiye’ye yeterli tepki göstermediğini ileri sürerek 16 Ağustos 1974’te NATO’nun askerî kanadından çekildi. 1977’de geri dönmek istedi, ancak Türkiye’nin karşı çıkışı nedeniyle üye olamadı. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden hemen sonra 20 Ekim 1980’de, Türkiye’nin onay vermesiyle tekrar NATO’ya dönebildi.

TÜRKİYE’NİN NATO’DAN AYRILMA TARTIŞMALARI

Türkiye bağımsız bir ülke ve elbette istediği zaman NATO’dan ayrılabilir. Neden olmasın? Kendi milli savunma sistemini kurmuş, ulusal hava savunma sistemini oluşturmuş, kendisine yönelen tehditlere karşı koyabilen, herhangi bir ittifakın şemsiyesine ihtiyaç duymayan bir ülke, elbette NATO ittifakını terk edebilir.

Suriye ve Ortadoğu’da Türkiye’nin ulusal çıkarları, ABD ile çatışma durumunda. ABD, Suriye’de Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği PKK’nın kolu YPG’yi eğitip, donatarak düzenli bir ordu durumuna getirmekte. ABD, Suriye ve Irak’ın parçalanmasından yana bir politika izliyor. Bu da, Türkiye’nin BEKA’sını olumsuz etkilemekte.

Öte yanda, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması yönünde, Türkiye’nin Rusya’yla politikaları bugün için örtüşmekte. Türkiye, 2011’den 2016’ya kadar sürdürdüğü politikaları bırakarak Rusya’yla işbirliğini artırdı. Bu işbirliği, Rusya’dan stratejik düzeyde S-400 hava savunma sistemi alımıyla taçlandırıldı.

Ancak Rusya, PKK ve PYD’yi terör örgütü olarak kabul etmiyor. Rusya’yla süregelen iyi ilişkilerin devam edeceği olasılığı ne kadar geçerli?

NATO demek ABD demek. Yani NATO’yla gerginlik, ABD’yle de ilişkileri olumsuz etkiler. NATO demek AB demek. Çünkü, 27 AB ülkesinden 21’i NATO üyesi. Yani, Türkiye’nin NATO’yla ilişkileri, AB ilişkilerini de etkiler. NATO’dan ayrılmış bir Türkiye’nin NATO’ya tekrar dönmesi bazı üye ülkelerin vetosu nedeniyle, pek mümkün görülmüyor. Bazı Batı ülkelerinin, Türkiye’yi NATO’da istemedikleri açık bir gerçek.

NATO ÜYESİ OLMAYAN BİR TÜRKİYE’NİN GÜCÜ

NATO’da söz hakkı bulunmayan bir Türkiye’nin etkisi ve gücü ne olur? Mesela, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin NATO’ya üye olmak istemesi durumunda, Türkiye veto hakkını kullanabilir mi? Ortadoğu’da herhangi bir ülkenin NATO’ya üye olması konusunda söz sahibi olabilir mi? Doğu Akdeniz’in ve Ege’nin tümüyle bir NATO/Yunan gölü haline gelmesine karşı koyabilir mi?

En önemlisi, çevresindeki iç savaş ve sığınmacı akını gerekçesiyle, NATO üyesi olmayan bir Türkiye’nin NATO için gelecekte tehdit ülke olarak algılanma olasılığına karşı ne yapılacak? NATO ittifakından ayrılma, stratejik bir karardır ve sadece siyasi iktidarın üstlenebileceği bir sorumluluk değildir. Çünkü NATO’dan ayrılan bir Türkiye’nin, üyelerin vetosu nedeniyle tekrar dönüş şansı da hiç olmayacaktır.

“Uluslararası ilişkilerde bana ait olan bana aittir. Sana ait olan ise müzakereye açıktır.” gerçeği ortada dururken, Türkiye NATO’dan çıksın mı?

Atatürk’ün dış politikası, “milli gücü ve ulusal çıkarları esas alan”, “gerçekçilik”, “tam bağımsızlık” ve “anti emperyalizm” ilkelerine dayanan milli bir siyasettir. Bu milli politika dışlanmamalıydı, küçümsenmemeliydi, terk edilmemeliydi… Atatürk’ün politikası izlenseydi, Türkiye’nin NATO ittifakına da, S-400 sistemine de ihtiyacı olmazdı…

Özet kaynakça:

(1) NATO Handbook, Brüksel, 2001.

(2) (2) (2) Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) “Dünyada Askeri Harcamadaki Eğilimler 2018” raporu.

(3) Rifat Uçarol, Siyasi Tarih, Harp Akademileri Komutanlığı Basımevi, 1985.

(4) Doğan Avcıoğlu, Milli Kurtuluş Tarihi, 4. Kitap, Tekin Yayınevi, 1997.

(5) Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi, 4. Kitap, Bilgi Yayınevi, 1999.

(6) Şevket Süreyya Aydemir, İkinci Adam, Cilt 3, Remzi Kitabevi, 2011.

Exit mobile version