Türkiye’de Nitelikli İşsizliğin Vardığı Boyut

1 Milyon Öğretmen Adayı İşsiz MEB Genel Müdürü,“1 milyon öğretmen adayı var. İhtiyaç ise 100.000. Öğretmen adayları başka alanlarda iş arasın” dedi. Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Semih Aktekin, öğretmen adaylarına yönelik açıklamasında, gelecekte iş bulma sıkıntısı çekecekleri uyarısında bulundu. Çeşitli alanlarda lisans öğrencileri ve eski mezunlarla birlikte 1 milyon öğretmen adayının atama için […]

1 Milyon Öğretmen Adayı İşsiz

MEB Genel Müdürü,“1 milyon öğretmen adayı var. İhtiyaç ise 100.000. Öğretmen adayları başka alanlarda iş arasın” dedi.
Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Semih Aktekin, öğretmen adaylarına yönelik açıklamasında, gelecekte iş bulma sıkıntısı çekecekleri uyarısında bulundu. Çeşitli alanlarda lisans öğrencileri ve eski mezunlarla birlikte 1 milyon öğretmen adayının atama için beklediğini, ihtiyacın ise 100 bin civarında olduğunu söyleyen Aktekin, bu adayların başka iş alanlarına yönelmesi gerektiğini belirttii ‘Eğitimde Öngörüler’ sempozyumunda konuşan Genel Müdür Aktekin’in şaşkınlık yaratan sözleri şunlar:
“Her üniversite bitiren, iş beklentisiyle hayata atılıyor. Rakamlar ortada. Öğretmen olarak atanmayı ümit eden 1 milyona yakın aday var. Eğitim Fakültesi’nde okuyan 228 bin, Fen-Edebiyat ve İlahiyat Fakültelerindekilerle birlikte 100 bin civarında, formasyon alanlarla yaklaşık 1 milyon aday atamayı devletten bekliyor. Oysa ihtiyacımız 100 bine yakın. Onların, öğretmen olamazlarsa, başka sektörlerde istihdamı için seçmeli derslerle transfer edilebilir beceriler edinmelerini düşünmeliyiz. Tarih okuyan artık müzeciliğe, turizm rehberliğine; Türk Dili ve Edebiyatı okuyan yerel gazetecilik ya da yayıncılığa; Matematik okuyan bankacılık veya sigortacılığa yönelsin, özel sektöre gitsin. Her şeyi devletten beklemeyelim. Özel sektörde atama bekleyen 1 milyonluk öğretmen havuzundan faydalanmalı, kolejler buradan öğretmen almalı, üniversiteler araştırma görevlisi olarak yararlanmalı.
92 Eğitim Fakültesi’nde 228 bin öğrenci var. Önümüzdeki dönem, lisans öğrencilerinin ve Eğitim Fakülteleri’nde okuyanların kamuda öğretmen olarak istihdam edilme şansı yok. Bu, diğer bölümler için de öyle. Ama öğretmenlikle ilgili algı farklı. İstihdam büyük oranda kamuda gerçekleştiği ve bazı dönemlerde ihtiyacın altında olduğu için garantili iş olarak görülüyordu. Kontenjan artınca, her bölüme daha fazla öğrenci katılıyor. Eğitim Fakülteleri’nden mezun olan ama KPSS’de başarılı olamadığı için kamuya atanamayan ya da özel okullarda iş bulamayan, kendisini ‘Atanamayan Öğretmen’ olarak tanımlıyor. İş arayan üniversite mezunu mu bunlar, atanamayan öğretmenler mi? ‘Sen atanamazsın’ dediğimizde, zihnen başka alternatiflere kendilerini kilitliyorlar.
Fizik KPSS’de Türkiye birincisi olan biri, kamuda alım olmayınca, ‘Birinciyim ama atanamıyorum’ diyor. Tek alternatifi memurluk mu? Gerçekten birinci ise birçok üniversitenin bilim kurulundan, kolejlerden davet gitmeliydi. 10 yıl sadece KPSS’ye girenler var. ‘Öğretmensin, başka şey olamazsın’ diye şartlandırdığımızda kötülük yapıyoruz. Tanımları değiştirmeli-yiz. Eğitim Fakültesi mezunu herkes, hem reel şartlardan hem ihtiyaç azlığından öğretmen olamaz. Eğitim Fakültesi’ni bitiren herkesin yapı, altyapı, kişilik olarak öğretmenliğe uygun olmayabileceği kabul edilmeli.” -Cemil Yıldız-

Exit mobile version