Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesini hukuki bir çerçeveye oturtmayı hedefleyen İklim Kanunu teklifi, geçtiğimiz hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunuldu. 20 madde, 2 geçici madde ve 3 farklı kanunda değişiklik içeren düzenleme, İklim Değişikliği Başkanlığı’nın yetkilerini belirlemeyi, emisyon ticaret sistemi kurulmasını, yerel eylem planlarının hazırlanmasını ve temiz teknoloji kullanımının teşvik edilmesini öngörüyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, teklifin Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesine yeni bir ivme kazandıracağını belirterek, İklim Kanunu’nun bu alandaki çabalara önemli katkılar sağlayacağını ifade etti.
Uzmanlardan eleştiriler: net hedefler eksik
Kanun teklifi, bazı akademisyenler ve çevre kuruluşları tarafından eksik bulundu. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, düzenlemede sera gazı emisyonlarının azaltımına yönelik net hedeflerin yer almadığını ve kömürden çıkışa dair bir politika belirlenmediğini vurguladı. Türkeş ayrıca, 2053 net sıfır emisyon hedefinin nasıl gerçekleştirileceğine dair yol haritasının eksik olduğunu dile getirdi.
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) ise, kanunun biyolojik çeşitliliğin korunmasını temel ilke olarak benimsemesi gerektiğine dikkat çekerek, karasal, denizel ve sulak alanlardaki korunan bölgelerin 2030’a kadar %30’a çıkarılmasının yasada yer alması gerektiğini belirtti.
Kamuoyu İklim Kanunu’ndan haberdar değil
İklim Haber ve KONDA Araştırma, Türkiye kamuoyunun iklim değişikliği algısını ve TBMM’ye sunulan İklim Kanunu’na dair farkındalığını ölçmek amacıyla bir anket gerçekleştirdi. Türkiye genelinde 2 bin 909 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmelere dayanan çalışmada, toplumun büyük bir bölümünün kanundan haberdar olmadığı ortaya çıktı.
Anket sonuçlarına göre:
• Halkın %70’i, Meclis’e sunulan İklim Kanunu’ndan haberdar olmadığını belirtti.
• Sadece %12’lik bir kesim, düzenlemeden haberdar olduğunu ve içeriği hakkında bilgi sahibi olduğunu ifade etti.
• İklim değişikliği konusunda endişesi yüksek olan bireylerin, yasa hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğu gözlemlendi.
Uzmanlar daha kapsamlı bir düzenleme talep ediyor
Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşması için daha kapsamlı bir düzenleme gerektiğini savunan uzmanlar, kömürden çıkış sürecinin belirlenmesi, sera gazı emisyonları için somut azaltım hedefleri konulması ve ekosistemlerin korunmasını merkeze alan politikaların kanun teklifine dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor.
TBMM’ye sunulan İklim Kanunu’nun yasalaşma süreci devam ederken, düzenlemenin içeriğinin genişletilip genişletilmeyeceği ve kamuoyunun farkındalığının artırılıp artırılmayacağı merak konusu.