TÜRKİYE’NİN KADERİ

İmamoğlu kendine has bir siyasi çizgisi ile adından en çok söz ettiren liderlerin başında geliyor. İstanbul üzerinde baz alırsak ilk dönem İBB karnesinin son derece olumlu olduğunu ifade ederim. İBB’de akrabaları işe alma gibi bir durum yok. Bütçe doğru şekilde kullanılmakta. Bir kesime bursların yağdırılması, arazilerin peşkeş çekilmesi İmamoğlu ile sonlandırılmıştır. Merkezi hükümet maalesef hiçbir […]

İmamoğlu kendine has bir siyasi çizgisi ile adından en çok söz ettiren liderlerin başında geliyor. İstanbul üzerinde baz alırsak ilk dönem İBB karnesinin son derece olumlu olduğunu ifade ederim. İBB’de akrabaları işe alma gibi bir durum yok. Bütçe doğru şekilde kullanılmakta. Bir kesime bursların yağdırılması, arazilerin peşkeş çekilmesi İmamoğlu ile sonlandırılmıştır. Merkezi hükümet maalesef hiçbir mali destek vermemekte. Buna rağmen metro projeleri, kültür sanat alanında atılan adımlar son derece başarılı. Yapılan kreşler ve yurtlar, vatandaşa esnaf lokantalarında verilen ucuz ve kaliteli yemekler, istihdam ofisleri, İmamoğlu’nun vatandaşla kurduğu sıcak iletişim, kendisini başarılı bulduğum noktalardandır.

 

Seçim sürecine bakıyoruz, tüm taraflar İmamoğlu’na kaybettirme noktasında birleşmiş. İmamoğlu’na geçtiğimiz yıllarda methiyeler dizen isimler İmamoğlu’na öfke kusmakta. “Ekrem Bey bir dönem daha İstanbul’u yönetmeli, kazanması için elimizden geleni yapmalıyız” minvalinde açıklamalar yapan Muharrem İnce de “biz İstanbul’da aday çıkartacağız” dedi.

 

Son olarak Burcu Köksal, yaptığı saçma açıklamalar ile resmen İstanbul’daki seçimi riske atmak için çabalamış. Bunun da ötesinde, Adana ve Mersin başta olmak üzere birçok şehirde huzursuzluk yaratmıştır. Yani partili bir insanın, ötesinde milletvekilinin, daha da ötesinde grup başkan vekilinin böylesi şuursuz açıklamalar yapması akıl alır gibi değil.

 

“İmamoğlu kaybetsin, biz de tekrar Kurultay’a gidelim” diyen zihniyet asla gerçek CHP’li olamaz. Bu noktada bir kısım isimler Kılıçdaroğlu’na da iftiralar atmakta. Kılıçdaroğlu ile seçimlerden sonra 3 kez görüştüm, bunlardan son ikisi Kurultay sonrasında idi. Her görüşmemizde samimi olarak “Partimizin tüm noktalardaki başarısı için elimizden geleni yapacağız” demiştir, hatta özel olarak CHP adaylarının kazanması için bizzat yaptığı çalışmaları da anlattı.

 

Bu fotoğrafa baktığımızda tüm siyasi süjelerin İmamoğlu’nu devirme noktasında birleştiğini ortaya çıkıyor. Tabii her siyasi partinin iddia koyması en doğal hakkıdır. Fakat birbiriyle çelişen açıklamalar, işin iddia koymaktan öte başka bir amacı olduğunu hissettirmekte. İmamoğlu ve Yavaş, Türkiye’de müthiş bir yerel yönetim örneği sergilediler. Bu sebepten ötürü İmamoğlu ve Yavaş’a sahip çıkılması gerekir.

 

En son Tunç Soyer de İstanbul’da İmamoğlu ile beraber sahada çalışmakta. “Türkiye’nin kaderi ile İstanbul’un kaderi ortak, İstanbul’da Ekrem başkana destek için var gücümüzle çalışacağız” demiştir.

 

Türkiye’nin kaderi ile Ankara ve İstanbul’un kaderi ortak. Ankara ve İstanbul’da Yavaş’a ve İmamoğlu’na sahip çıkılması gerekir. Bunun haricinde, süreçte her ne kadar hatalar da yapılsa CHP adaylarına partililerin sahip çıkması gerekir.

 

Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri, bir dönem de layık olan bu iki değerli isimlerin önderliğinde yönetilmeli.

Exit mobile version