Kılıç, sendika olarak, haksız bir biçimde belirlendiğini bildirdikleri promosyon miktarlarında, söz sahibi olmak istediklerine vurgu yaptı
Tüm Emekliler Sendikası Hatay Şube Başkanı Meryem Kılıç, sendika olarak, haksız bir biçimde belirlendiğini bildirdiği promosyon miktarlarında söz sahibi olmak istediklerini söyledi ve üç yıl için net 2.000 TL (iki bin) promosyon talep ettiklerine vurgu yaptı.
Ücretlilerin bankalardan maaş almaya başlamasından bu yana ortaya çıkan promosyonun, çalışanlar için kendi kurumlarınca kullanıldığını, daha sonra sendikaların devreye girmesi ile ücretlilere de ödenmeye başlandığını hatırlatan Kılıç, yıllar içinde, bankalarla kurumların, bu promosyonların miktarını karşılıklı olarak, pazarlık usulü ile belirlemeye başladığını, onlarca yıl ücretlilere yansıtılan promosyonların, ilk kez 2017 yılında emeklilere de uygulandığını, 300, 375 ve 450 lira olarak belirlenen promosyonların ödendiğini bildirdi.
Emekliler hak kaybına uğradı …
Emeklilerin çok daha öncesinden alması gereken promosyonları alamadığını, kayba uğradığını belirten Kılıç, konu ile ilgili açıklamasında şunlara yer verdi: “29 Şubat 2020 tarihinde emekliler için de, üç yıllık promosyon dönemi bitiyor. Bu tarihten sonra yeni dönem başlayacak. Bizler, Tüm Emekliler Sendikası olarak, yukarıdan haksız bir biçimde belirlenen promosyon miktarlarının belirlenmesinde söz sahibi olmak istiyoruz. Bu hafta içinde, ülkenin her yanında, 102 şube ve temsilciliğimiz, imza kampanyası düzenliyor. İmza sayımız ne kadar yüksek olursa, etki gücümüz de o kadar yüksek olacak. Tüm emekli arkadaşlarımızı, kendi hakları için imza kampanyasına katılmaya çağırıyoruz. Bakanlık yetkilileri, promosyon miktarını belirlerken, emekli sendikalarıyla görüşmelidir. Emeklileri ayrıştırmadan, banka banka dolaştırmadan, üç yıl için, net 2.000 TL (iki bin) promosyon istiyoruz. Tüm Emekliler Sendikası sözleşmenin tarafı olmalıdır. Bizler ortaya çıkan bu ödemeleri isterken, banka banka gezerek dilenci muamelesi görmek istemiyoruz. Bizler bu ülkenin, onurlu emeklileri olarak, bankalarda biriken paralarımızın değer kaybının önlenmesini istiyoruz. Son günlerde dillendirilmeye başlanan emeklilerden yüzde 5 kesinti yapılması, bayram ikramiyelerinin kesilmesi ve sağlık katkı paylarının yükseltilmesi gibi güdük hakların bile budanmaya çalışılması; iktidarın, emeklilerin yaşamına yönelik yeni bir saldırıdır.
Bizler dilenci değil, emekliyiz …
Bu tür politikalar, bırakın yoksulluk sınırını, açlık sınırının bile yarısının altında maaş alan milyonlarca emekliyi tamamen sefaletin dibine göndermektir. Ülke krizdeyse, nedeni biz değil, sizsiniz. Uyguladığınız bütün politikalar çökmüştür. Eğer bir kesinti yapılacaksa, bu, emeklilerden değil, lüks ve şatafat içinde yaşayanlardan yapılmalıdır. Hasta garantisi verilen hastanelerden, araç garantisi verilen paralı geçişlerden ve akıl almaz Kanal İstanbul gibi yanlış, kriz üreten politikalardan vazgeçilmelidir. Biz emekliler böyle bir durumda sessiz kalmayacağız. Bunları asla kabul etmeyeceğiz. Bu politikaları devam ettirenleri unutmayacağız. Bizler, dilenci değil, emekliyiz. Sadaka değil, sözleşme istiyoruz.” -Mehmet ÖZGÜN-