Ulus Gerçeğine Yamuk Bakışlar

Soğukkanlılığım  elverdiği ölçüde nesnel olmaya çalışarak söyleyeceğim ki Balkanizasyon operasyonu Türkiye üzerinde on yıllardır sürüyor ve bilgisizlikle ya da eşek yükü bilgiyle, at gözlüğüyle birleşince bir anda kabalığa, hoyratlığa dönüşüyor. Bir an ulus adlarını düşünmeyelim, yapabiliyorsak unutalım. Bir tarihsel derinlikte onlarca yazıt, dikili  taş, kurgan, gömüt taşı, abece dizgesi yazı, destan, ağıt, bir değerli sözlük […]

Soğukkanlılığım  elverdiği ölçüde nesnel olmaya çalışarak söyleyeceğim ki Balkanizasyon operasyonu Türkiye üzerinde on yıllardır sürüyor ve bilgisizlikle ya da eşek yükü bilgiyle, at gözlüğüyle birleşince bir anda kabalığa, hoyratlığa dönüşüyor.

Bir an ulus adlarını düşünmeyelim, yapabiliyorsak unutalım. Bir tarihsel derinlikte onlarca yazıt, dikili  taş, kurgan, gömüt taşı, abece dizgesi yazı, destan, ağıt, bir değerli sözlük -dünyanın diğer halklarında o gün henüz bir şey yok-yontu sayılabilecek kalıtlar ortaya çıkmışsa ki çıkmış nesnellik, bilimsellik ilgisiz kalmayı kaldırmaz. Kalan çuvallar. Bu uygarlığın diliyle yine eski bir bölge uygarlığı dili arasında anlamca ve sesletimce yüzlerce ortak sözcük keşfediliyor. İlgisiz kalan ahlaklı bilimci midir? Biz, diğerleri yok muyuz, diyenler ortaya yazıt, abece, kitap, kurgan, gömüt taşı, tablet… koymalılar. Atalarımız Ksenefon’un Anabasis adlı kitabında bir tümceyle geçiyor, demekle bu işler olmuyor. Bu yamuk bakış bilgisizlik, bilimdışılık değilse nedir?

Bir ustam iletti. Fransa’da seçimi kazanan sol ittifakın lideri Melenchon:

“Fransız olmak ne bir din, ne bir dil, ne de bir ten rengidir. Fransız olmak dokunulmaz bir siyasi sözleşmedir.

Bu bizi ufuk çizgisi sürekli genişleyen, bitimsiz bir halk yapar.”

diyor. Fransız solcuları alkışlıyor.

Lütfen bir an Fransız sözcüğüyle Türk sözcükleri yer değiştirin. Emin olun sizin ne faşistliğiniz, ırkçılığınız kalır. En başta da solculuğu kimseye bırakmayanlar yapar bunu. Oysa, hadi tüm suç onların demeyeyim ama çoğu onların be kardeşim. Onların ve li-boşların!

Kimileri isteği kadar kara çalmaya, öküz altında buzağı aramaya çabalasın, çalışan, emeğiyle yaşayan sınıflar en değerli haklarını ulus-devlet döneminde kazanmış, kimlikçilik, kabilecilik, cemaatçilik döneminde acı biçimde yitirmiştir. Bu gerçeğin bir nen söylemediği kişi aydın falan değildir. Ancak sürü insanıdır ki halk yararına bir iş çıkmaz bunlardan.

Yayılmacılık (emperyalizm) tüm şiddetiyle sürmekledir. Ara sıra çekilirmiş gibi oynasa da bu coğrafyadan da yerleştiği diğer yerlerden de ayrılmaya neyeti yoktur. Yayılmacıları demokratik güç sayanlar, ondan medet umanlar halk düşmanıdır, yurt hainidir. Bu insanlık suçlarının artık suç sayılmadığı zamanda yaşamamız sonsuza dek böyle süreceği anlamına gelmez. Bir yerlerde, sağır odalarda kaydı tutulur.

 

Exit mobile version