Ümitsiz İşsizlerin Sayısı Patladı

Disk-Ar, işsizlik ve istihdamın görünümü raporunu kamuoyuna sundu … DİSK’e bağlı Araştırma-Geliştirme Merkezi Haziran ayına ait istihdamın görünümü raporunu kamuoyuna sundu. Raporda, istihdam, işbaşında olanların sayısı ve çalışma sürelerinin düştüğü, ümitsiz işsizlerin sayısının da patladığı vurgulandı. Son bir yılda toplam işgücünün 2 milyon 235 bin azalarak 32 milyon 339 binden 30 milyon 104 bine gerilediğinin […]

Disk-Ar, işsizlik ve istihdamın görünümü raporunu kamuoyuna sundu …

DİSK’e bağlı Araştırma-Geliştirme Merkezi Haziran ayına ait istihdamın görünümü raporunu kamuoyuna sundu. Raporda, istihdam, işbaşında olanların sayısı ve çalışma sürelerinin düştüğü, ümitsiz işsizlerin sayısının da patladığı vurgulandı.
Son bir yılda toplam işgücünün 2 milyon 235 bin azalarak 32 milyon 339 binden 30 milyon 104 bine gerilediğinin belirtildiği raporda şunlara yer verildi: “İşgücüne katılım oranında büyük düşüş yaşandı. Yüzde 52,9 olan işgücüne katılma oranı yüzde 48,4’e geriledi. İşbaşında olanların sayısı son bir yılda 4 milyon 502 bin azaldı. Mart 2019’da 27 milyon 7 bin olan işbaşında olanların sayısı Mart 2020’de 22 milyon 505 bine geriledi. Ücretsiz izin uygulamalarının başlamasıyla beklendiği üzere işbaşında olanların sayısında ciddi düşüşler meydana geldi. Kısa çalışmanın ve ücretsiz izin uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte çalışma saatlerinde de bir düşüş meydana geldi. Mart 2019’da 44,5 saat olan işbaşında olanların haftalık ortalama çalışma süresi, Mart 2020’de 42,3’e geriledi. İşgücüne dahil olmayanlar kategorisinde olan iş aramayıp çalışmaya hazır olanların ve ümitsizlerin sayısında patlama yaşandı. İş aramayıp çalışmaya hazır olanlar son bir yılda 848 bin artarken, ümitsizlerde 611 bin kişilik bir artış yaşandı. İşgücüne dahil olmayanların sayısı son bir yılda 3,3 milyon kişi arttı.
Salgın, istihdam depremi yarattı …
Covid-19 salgını büyük bir istihdam depremine yol açmış, yüz binlerce işyeri kapanmış, devasa bir iş ve istihdam kaybı yaşanmışken TÜİK bir mucizeye imza atmış ve işsizliği düşürmüş! İstihdamda yaşanan büyük kayba rağmen TÜİK’in işsizliği düşürmesi sadece teknik bir konudur. Gerçekle ilgisi yoktur. Bu nedenle TÜİK yöntemiyle istihdam ve iş kaybının gerçek boyutlarını anlamak mümkün değil. TÜİK’in Mart 2020 dönemine ait Haziran 2020 HİA sonuçlarında yer alan dar tanımlı (resmî) işsizlik oranı ve işsiz sayısı yaşanan istihdam ve iş kaybını yansıtmayan ve tamamen işsizlik hesaplama tekniğinin yetersizliğinden kaynaklanan bir sonuçtur.
TÜİK’in işsizlik hesaplama tekniği Covid-19 gibi bir salgın döneminin etkilerini yansıtmaktan uzaktır. TÜİK araştırmanın yapıldığı referans haftasından geriye doğru 4 hafta içinde iş arayanları işsiz sayıyor. Oysa Covid-19 döneminde yaygın olarak işten çıkarma yerine kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği kullanılması nedeniyle milyonlarca işçi çalışmadığı halde istihdamda gözükecek. Örneğin, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği alan işçiler iş aramadıkları için işsiz sayılmıyor. Bugüne kadar 3,5 milyon işçi için kısa çalışma ödeneği başvurusu yapıldı ve 1 milyona yakın işçi ücretsiz izin ödeneği alıyor.
Öte yandan kısa çalışma ödeneği alamayan, kayıt dışı veya kendi hesabına çalışıp işsiz kalanların önemli bir bölümü ise Covid-19 nedeniyle iş arama eğiliminde olmadığından işgücü piyasası dışına çıktılar ve onlar da işsiz sayılmadı.
TÜİK verilerine göre işgücü son bir yılda 2 milyon 235 bin azalarak 32 milyon 339 binden 30 milyon 104 bine geriledi. İstihdam Mart 2019’dan bu yana 1 milyon 662 bin azalarak 27 milyon 795 binden 26 milyon 133 bine geriledi. İstihdamda olup iş başında olanlar 4 milyon 502 bin kişi azalarak 27 milyondan 22 milyon 505 bine düştü. İşbaşında olmayanların sayısı ise son 1 yılda 2 milyon 840 bin kişi arttı.”
İşsizlikle mücadele önerileri …
Raporda işsizlikle mücadele önerileri şöyle sıralandı: “İşten çıkarmalar Covid-19 süresince kesin olarak yasaklanmalı. İşsizlik sigortasından yararlanma koşulları ve ödenek miktarı iyileştirilmelidir. Covid-19 koşullarında işsizlik ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanmada ön koşul aranmamalıdır. İşsizlik Sigortası Fonu’nun amaç dışı kullanımına son verilmelidir. ‘Herkesin çalışması için, herkesin daha az çalışması’ ilkesi doğrultusunda haftalık çalışma süresi gelir kaybı olmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir. İstihdam artışlarında kamunun payı dikkate değerdir. Kamu istihdamının artırılması, kamuda eğreti ve güvencesiz çalışma biçimleri yerine, kadrolu ve güvenceli istihdam artışının sağlanması yaşamsal önemdedir. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalı ve kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
İş başında eğitim adı altında çırak, stajyer, kursiyerlerin ve bursiyerlerin ucuz işgücü deposu olarak kullanılması uygulamasına son verilmelidir. Uluslararası çalışma normları doğrultusunda herkese en az bir ay ücretli yıllık izin hakkı tanınmalıdır. Güvencesiz çalışma biçimlerine son verilmeli, tüm taşeron işçilere kadro verilmelidir. Kamu taşeron işçileri kamu işçisi olarak kadroya alınmalıdır. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) “insana yaraşır iş” yaklaşımı temelinde herkese güvenceli ve nitelikli işler sağlanmalıdır.
Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Toplum yararına çalışma programları kapsamında çalıştırılanlar daimî işçi statüsüne geçirilmelidir.
Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.” Mehmet ÖZGÜN

Exit mobile version