Atılan tohumlar filizlenmeye, toprak yeşermeye, ülkenin üzerindeki karanlık bulutlar dağılmaya, aydınlık günlerin geleceği umutları giderek artmaya başladı.
Bunun nedenleri arasında geçtiğimiz günlerde yapılmış olan CHP 37. olağan kurultayı ve kurultay sonrası oluşan gelişmeleri ilk sırada yer alıyor.
37. Olağan kurultayda genel başkan Kılıçdaroğlu’nun sunduğu ve delegeler tarafından oy birliği ile kabul edilen 13 maddelik iktidara yürüyüş beyannamesi üzerinde durmak gerekir.
Manifesto niteliğindeki 13 maddelik iktidara yürüyüş beyannamesi, ülkenin geleceği açsından çok önemli taahhütleri ihtiva etmektedir.
Demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile birlikte ülkemiz de egemen olmasını sağlayabilmek için gerekli olan değişikliklerin teker teker sıralandığı bu beyanname ile ülkenin eksiksiz demokrasiye geçebilmesi, etkin bir parlamentonun oluşabilmesi, tek kişi anlayışı yerine tüm düşüncelerin ortaya atıldığı, tartışıldığı ve sonunda bir karara varılarak uygulamaya konulduğu bir sistemin, önümüzdeki yıllarda konulacak sandıkta oylanması için gerekenin yapılacağı toplum önünde söz verilmiş, taahhüt edilmiş oldu.
Ancak bu kurultay ve sonrasının sevindirici bir yanı da Y ve Z kuşağına dönük bir çalışmanın yapıldığı ve bu çalışmanın ileriki günlerde daha da yoğunlaşacağı yolundaki gelişmelerdir.
Zira özelikle Z kuşağı, mevcut iktidarın yönetim tarzına itiraz etmekte, bunu kabul etmemekte ve kendi görüşlerini yaşama geçirecek bir oluşumun arayışı içinde olduğunu net bir şekilde belirtmektedir.
İşte böylesi bir ortam içersinde Z kuşağının ve buna ek olarak Y kuşağının beklentilerinin, yapılacak olan muhalefet ittifakında göz önünde alınacağının ve uygulamaya konulabilmesi içinde gerekenin yapılacağının resmen açıklanması ve bu doğrultuda çalışmalar yapılması, gelecek için sevindirici ve aynı zamanda umutları artırıcı bir hareket olarak kabul edilmelidir.
Bu nedenledir ki kurultay sonrası yapılacak çalışmalarda 13 maddelik beyannamedeki koşulların gerçekleşmesi için yol ve yöntem belirlenirken, Y ve Z kuşaklarının beklentilerini karşılayacak ve onlara güven verecek bir uygulamanın da yaşama geçileceğini net bir şekilde açıklamak ve taahhüt etmekte gerekir.
Dostlarla yapılacak olan ittifakta bu hususlar göz önünde tutulmak suretiyle çalışmalara başlanırsa, alınacak sonucunda çok olumlu ve sevindirici olacağını şüphe etmemek gerekir.
Önümüzdeki yıllarda seçmenin önüne sandık konulduğu zaman, dostlarla birlikte kurulacak olan muhalefet ittifakına mensup olan siyasi partilerin programlarını bu doğrultuda açıklayıp ve açıklanan program çerçevesinde propaganda yapmaya başladıklarında, sandıktan alınacak sonucun beklenenin üstünde olacağı kanısındayız.
Hocanın dediği gibi: Un var ,yağ var, şeker var .Helvayı yapacak yetenekli bir usta aranıyor.
İşte dostlarla beraber kurulacak olan bu ittifakta, eğer en iyi ve damak tadına en uygun helva yapan bir usta anlayışı ortaya konulur ve bu anlayış doğrultusunda beklentiler karşılanırsa, unutulmamalıdır ki; dostlar ittifakı başarıya ulaşacak, sandıktan iktidar olarak çıkma hünerini gösterecektir.
Aksi halde umutsuzluk bulutları dahada etkisini arttıracak ve ülkenin güçlendirilmiş parlamenter rejime dönmesi yolundaki beklentiler daha uzun zaman sonuna kalacaktır.
Bir kez daha tekrar ediyoruz: Un var, yağ var, şeker var. Helva yapacak, güven verici bir anlayışa ihtiyaç var.
Eğer dostlardan oluşacak olan muhalefet ittifakına bu anlayış tam anlamıyla egemen olur ve bütün beklentilerin karşılanacağı inancı seçmene verilirse, sandıktan başarıyla çıkılabilmesine hiçbir engel kalmayacaktır…
nabiinal@hotmail.com