Kurultay tarihi yaklaştıkça, CHP’deki hareketlilik de artıyor.
Pazar günü yapılan CHP İstanbul Olağan Kongresi de bunlardan birini oluşturuyor.
Özgür Çelik ile Cemal Canpolat’ın kıyasıya yarıştığı bu kongrenin galibi Özgür Çelik oldu.
CHP İstanbul İl Kongresi’nde; Özgür Çelik 342, Cemal Canpolat ise 310 oy aldılar.
Bu kongrenin Kasım ayında yapılacak olan kurultay için büyük önem taşıdığını gözden kaçırmamak gerekir.
Eğer Canpolat ve ekibi seçimden galip çıksa idi, Genel Merkezin eli rahatlayacak, önündeki engelleri kurultay öncesi aşmış olacaktı.
Ama Genel Merkezin beklediği olmadı. Bu nedenle de, kurultayın daha hareketli geçmesine neden olacak durumlar ortaya çıktı.
CHP’nin İstanbul Kongresi’nden kısa bir süre önce de AKP’nin Genel Kurul toplantısı yapılmış idi. Ama bu kongrede bir ses ve hareketlilik görülmedi.
Parti kongrelerinde hareketlilik olması zarar değil yarar getirir.
Siyasi partilerde hareketlilik, o siyasi partiye canlılık getirir.
Canlılık ise; gelişmenin, büyümenin, toplum nezdinde kabul görmenin olumlu işaretleri olarak kabul edilmelidir.
Ancak bir ölçü içinde hareket etme gerekliliğini de unutmamak gerekir.
Bu yapıldığı takdirde başarı olur.
Aksine hareket edildiği takdirde ise başarısızlık kapıda bekliyor olur.
İstanbul Kongresi’ni ve varılan sonucu böyle görmek gerekir.
Gerek kongredeki mücadeleyi, gerekse kurultaydaki yarışmayı bu gözle görmek ve ona göre de değerlendirmek gerekir.
İşte bunları göz önünde tutmak suretiyle hareket edildiğinde, başarı, bu doğrultuda hareket edenlerin olur.
Bu nedenleri bir kez daha göz önünde bulundurmak gerekliliğini hatırdan uzak tutmamak gerekir.
CHP İstanbul Kongresi’ni ve Kasım ayında yapılacak kurultayı bu gözle görmeli ve buna göre adımlar atmalıyız.
Hatırdan uzak tutulmamalıdır ki; bu doğrultuda atılacak adımlar herkese yarar getirsin.
Unutmamalı ve unutulmasına izin vermemeliyiz…