Unutulanları da var

Hatırlananları da Bir dönem, Antakya’nın ‘kaç tescilli evi’ kaldığına dair bir sayım yapılmış, paylaşılan ‘kalabalık’ rakam ise umut vermişti. Bugün o ‘rakamdan’ geriye kalanlar arasında şanslı olanlar restorasyonla hayata tutunuyor. Eski binaları kullanıma açarak gelecek kuşaklara aktarma çalışması kapsamında, restore edilen evler ya ‘kafe’ oldu, ya ‘restoran’… Eski Antakya’nın içinde giderek sayıları artan bu işletmelerin, […]

Hatırlananları da

Bir dönem, Antakya’nın ‘kaç tescilli evi’ kaldığına dair bir sayım yapılmış, paylaşılan ‘kalabalık’ rakam ise umut vermişti. Bugün o ‘rakamdan’ geriye kalanlar arasında şanslı olanlar restorasyonla hayata tutunuyor.

Eski binaları kullanıma açarak gelecek kuşaklara aktarma çalışması kapsamında, restore edilen evler ya ‘kafe’ oldu, ya ‘restoran’… Eski Antakya’nın içinde giderek sayıları artan bu işletmelerin, mevcut yapıların yaşaması adına önemli bir misyon üstlendiklerini söyleyenler bu anlamda haklı! Peki, bu yapıların bugüne kazandırılması çalışmaları yapılırken, yerel idarelerin KUDEB birimleri yapılanları ne kadar denetliyor?
Sorulan soruların kıyısında ilerleyenleri ise, kent kimliğinin ‘restorasyonu’ devam eden başka evleri karşılıyor. Yapılan bu hummalı çalışmalar sırasında, çürüyen ahşaplar yenileniyor. Kullanılabilenler değerlendiriliyor. Taş bedenler temizlenip, gelecek misafirlere hazır hale getiriliyor.
Biraz da bu yüzden, bu şehrin hikayesi, ‘unutulanlar’ ve ‘hatırlananlar’ olarak ikiye ayrılıyor.  -Tamer Yazar-

Exit mobile version