Unutulmaz ve Unutturulamaz…

26 Ağustos Türkün makûs talihinin yenildiği ve düşman kuvvetlerinin İzmir’e doğru kovalandığı büyük taarruzun başlangıç günüdür. 26 Ağustosta başlayan başkomutanlık meydan muharebesi, Türkün üstün zekâsı, bağımsızlık aşkı, birlik ve beraberlik anlayışı ile yaptığı topyekûn bir mücadele sonucu kazanılan zaferin ilk günü olarak belleklerden asla silinmeyecektir. Bu nedenle zafer haftası her yıl bir öncekinden daha coşkulu […]

26 Ağustos Türkün makûs talihinin yenildiği ve düşman kuvvetlerinin İzmir’e doğru kovalandığı büyük taarruzun başlangıç günüdür.

26 Ağustosta başlayan başkomutanlık meydan muharebesi, Türkün üstün zekâsı, bağımsızlık aşkı, birlik ve beraberlik anlayışı ile yaptığı topyekûn bir mücadele sonucu kazanılan zaferin ilk günü olarak belleklerden asla silinmeyecektir.

Bu nedenle zafer haftası her yıl bir öncekinden daha coşkulu bir şekilde kutlanmakta ve bugünün önemi bir kez daha yüksek sesle dile getirilmektedir.

Her ne kadar pandemi gerekçesi ile bu yıl 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarının en aza indirilmek suretiyle kutlanacağı doğrultusunda genelgeler yayınlanmış ise de, Türk ulusunun gönlünde hiçbir şey ve hiçbir engel bu büyük günün önemini unutturmaya ya da önemsizleştirmeye yetmeyecektir.

Zira 30 Ağustos, yüce Türk ulusunun bireylerinin gönüllerine işlemiş, beleklerinde yer etmiştir. Bu öyle bir işleniş ve yer etmedir ki; bunu hiçbir güç, hiçbir karar, hiçbir anlayış silmeye ve çözüp atmaya muktedir olamayacaktır.

Yine bu Pazar, aynı coşku ve aynı anlayış ile 30 Ağustos Zafer bayramımızın 98. yılını idrak edecek, coşku ile kutlayacak ve bize bu bayramı kazandıran, armağan eden Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşlarına minnet ve şükran duygularımızı sunacağız.

Elbette ki yayınlanan genelgeler doğrultusunda resmi törenler yapılacaktır.
Ama yurttaşlarımız bu büyük bayramı adına yakışır bir şekilde kutlamak için gereken coşkuyu yüreklerinde duyacaklar ve bu duyguyu belli edecek tutum ve davranış içinde olacaklardır.

Pandemi nedeniyle Zafer bayramı kutlamalarına bazı kısıtlamalar getirilmiştir. Bunu anlamak ve kabul etmek oldukça zordur. Zira birçok kutlama bu pandemiye rağmen yapılmakta ve bundan da bir sakınca görülmemektedir.
Nitekim Malazgirt savasının 949. yıl dönümü nedeni ile yapılan kutlamalara, 30 Ağustostaki kısıtlamanın getirilmediği medyaya yansıyan haberlerden anlaşılmaktadır.

Buna göre Ahlat’ta yapılan kutlamalarda pandeminin fazlaca bir etkisi olmayacak ,ama 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında pandeminin etkisi ve yurttaşlara vereceği zarar fazla olacaktır!!!

Bunu anlamak ve izah etmek oldukça zordur.

30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları yapılırken, o tarihlerde ülkenin ne durumda olduğu ve düşman kuvvetlerinin nerelere kadar gelmiş bulunduğu hatırdan uzak tutulmamalıdır.

30 Ağustos Zafer Bayramını kutlarken bu hususları da göz önünde bulundurmak suretiyle hareket etme ve coşkumuzun nedenini anlar durumda olmalıyız.

Kurtuluş mücadelesinde, her türlü zorluğa ve imkansızlığa rağmen bağımsızlık aşkı ve ulus olma bilinci her güçlüğün, her türlü engelin aşılmasına ve bu suretle genç Türkiye Cumhuriyetinin dünya var oldukça yaşayacağını cümle aleme duyurmasına neden olmuştur.

İşte bu nedenledir ki; 26 Ağustosta başlayan meydan muharebesi ve 30 Ağustosla birlikte kazanılan zafer, düşman güçlerinin denize doğru kaçması belleklerden silinemeyecek derecede önemli bir olay ve bir mucizedir.

Bize bu zaferi kazandıran, bu mucizeyi yaşatan Gazi Mustafa Kemal ve dava arkadaşlarına, 30 Ağustos zafer Bayramının 98. yılında şükran ve minnet duygularımızı iletirken, dünya var oldukça Genç Türkiye Cumhuriyetinin şanlı al bayrağımızın gölgesi altında, dünyanın en saygın ve en etkin bir ulusu olarak var olmaya devam edeceğine inanıyor ve bunu tüm dünyaya duyuruyoruz.

Şu husus hatırdan uzak tutulmamalıdır: Bu büyük bayram hiçbir şekilde unutulmaz ve unutturulamaz.

Nice 30 Ağustoslara ve zaferlere…

nabiinal@hotmil.com

Exit mobile version