Geçtiğimiz günlerde İngiltere’de yayınlanan Times gazetesinin bir haberi büyük ses getirdi ve bir süredir unutulan ya da unutulmaya yüz tutmuş gibi görünen ülkemizdeki “ küçük yaştaki gelinleri ve kuma” konusunun yeniden gündemin ilk sıralarına taşınmasına neden oldu.
Gazetede, ülkemize sığınmacı olarak geldikleri açıklanan Suriyeliler içerisindeki küçük yaştaki kız çocuklarının para karşılığı yaşlı Türk erkeklerine kuma olarak satıldığı haberleştiriliyordu.
Gazetenin bu haberine göre yaşları 18’den küçük olan Suriyeli kız çocukları, değişik fiyatlarla Türk erkeklerine satılıyor ve böylece bundan da çeşitli rantlar sağlanıyor imiş.
Satılan kız çocuklarının yaşlarına, boylarına, kilolarına ve güzelliklerine göre fiyatları da değişiyormuş!!!….
Bu “utanç tablosuna” göre, tarife 5.000 TL’den başlayıp 11.000 TL ‘ye kadar çıkabiliyormuş. Bu bir sosyal felakettir.
Küçük yaşta kız çocukları para karşılığı yaşlı erkeklere satılıyor. Yasa dışı evlendirilmek ya da kuma olarak ikinci eş konumuna getirilmek suretiyle hayatlarının baharında olan körpecik kız çocukları mutsuzluğa, sonu belli olmayan karanlığa sürükleniyor. Başka bir anlatımla da uçuruma yuvarlandırılıyorlar.
Suriyeli sığınmacılar ile ilgili yapılan bu tespit bize ülkemizdeki “çocuk gelinler ve kuma edilişler ” konusunu bir kez daha tüm canlılığıyla hatırlattı.
Özellikle doğu ve güneydoğu yörelerimizde yaygın olan çocuk gelinler faciası, ne yazık ki bir türlü önlenemiyor ve bunun sonucu olarak ta körpecik kız çocuklarının hayatları mahvediliyor. Ne acıdır ki; ikinci eş, yada kuma olarak yapılan evlilikler, yasal olmamasına rağmen giderek yaygınlaşıyor ve bir tür olağan olaymış konumuna indirgenmek isteniyor.
Öncelikle güncel olan Suriyeli küçük kız çocuklarının para karşılığı yaşlı “Türk erkeklerine eş ya da kuma” diye satılmaları felaketine değinmek istiyoruz.
Bu felaketle karşı karşıya getirilen kız çocuklarının günahı ne?…
Suriye’de emperyalist devletlerin, amaçlarına ulaşabilmeleri için yapay olarak çıkarttıkları iç savaş, yada karışıklıklar sonucu ülkelerini terk etmek zorunda kalan ailelerin küçük kız çocuklarının böylesi bir utanç tablosu ile karşı karşıya kalmalarının hesabını kim verecek?.
Elbette ki bu yapay iç savası çıkartanların, bu utanç tablosunun baş sorumlusu olduklarından şüphe etmemek gerekir. Ama emperyalist güçler, dünyayı yönetmeye kalkan ve büyük devlet olduklarını göğüslerini gere gere ilan eden güçler, hiçbir zaman böylesi bir sorumluluğu üstlenmeyeceklerdir. Zira böyle bir sorumluluğu üstlenseler, çekecekleri vicdan azabının altından hiçbir zaman kalkamayacaklardır..
Gazetenin haberine göre bu tür satış işlerini yapan simsar kişi, yaptığı işin rezilliğini göğsünü gere gere anlatmakta , satış tarifesini ve kriterlerini de sıralamaktadır.
Bu simsara göre eğer kız çok güzel ise değeri 11.000 TL’ye kadar çıkıyormuş!!!….
Utanmak, sıkılmak, arlanmak, hicap duymak için insanda duygu olması lazım. Bu tür işlere girişenlerde böyle bir duygu olmadığı için yaptıklarından yüzleri dahi kızarmamaktadır.
Hani meşhur bir deyim vardır: “Ar namus tertemiz ” diye. İşte bu işleri yapanlarda ar namus tertemizdir.
Şimdi herkese düşen görev, böylesi insanlıktan nasibini almamış, her türlü utanç duygusundan yoksun insanlarla mücadele etmek, bu utanç tablosunun devam ettirilmesine son verilmesini sağlamak olmalıdır.
Para karşılığı küçük çocukları, hangi amaçla olursa olsun satmak, erkeklere peşkeş çekmek suçtur. Bu nedenle yetkililerin derhal harekete geçerek işlenen bu suçların faillerini tespit edip haklarında yasal işlem başlatacağı inancındayız.
Bir taraftan yasal işlemler yapılırken, öte yandan bu küçük yaştaki kız çocuklarının uçurumdan kurtarılması ve sıcak bir yuvaya kavuşturulması için gereken sosyal destek sağlanmalıdır.
Bu utanç tablosunun sorumluluğu tüm dünyaya aittir. Bu nedenle herkes kendine düşeni yapmak suretiyle, bu facianın daha da genişlememesi ve sonlandırılması için kendine düşeni yapmalıdır…
nabiinal@hotmail.com