Vicdanın Sesi…

      Sandığın seçmen önüne konulacağı gün yaklaştıkça söylemlerde sertleşiyor, kırıcı oluyor. Sanki bir daha yüz yüze gelmeyecekmiş gibi bir tutum ve davranış izleniyor.       Her alanda olduğu gibi yargı alanında da bu durumun varlığı kendini gösteriyor ve de üzüntü veriyor.       Ne şekilde olursa olsun herkesin bir gün yargıya ihtiyacı olacağını hatırdan uzak tutmamak gerekir. […]

      Sandığın seçmen önüne konulacağı gün yaklaştıkça söylemlerde sertleşiyor, kırıcı oluyor. Sanki bir daha yüz yüze gelmeyecekmiş gibi bir tutum ve davranış izleniyor.

      Her alanda olduğu gibi yargı alanında da bu durumun varlığı kendini gösteriyor ve de üzüntü veriyor.

      Ne şekilde olursa olsun herkesin bir gün yargıya ihtiyacı olacağını hatırdan uzak tutmamak gerekir.

      Bu nedenle bağımsız ve tarafsız yargı herkesin arzu ettiği ve beklediği bir olgudur.

      Bu nedenledir ki hâkimler kararlarını vicdanlarının sesine uygun bir şekilde verirler.

      Sadece yasaların uygulanması ile yetinmezler ve son kararlarını vicdanlarının sesine dayanarak vermek suretiyle bağımsız ve tarafsız bir yargı kararının ortaya çıkmasını sağlarlar.

      Unutmamak gerekir ki; hukuk gün gelecek herkese gerekecek ve herkesin sığınacağı bir liman olacaktır.

      Bu konuda sığınacak bir liman arandığında akla ilk gelen hukuk, yargı, bağımsızlık ve tarafsızlık olmalıdır.

      Eğer sığınılan liman bu koşulları yerine getiremiyorsa o vakit yargıdan beklenen kararlarda, özlendiği ve arzu edildiği bir şekilde tarafsız ve bağımsız bir yargı kararı olarak kabul edilmez ve toplum tarafından da benimsenmez.

      Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, bu gerçek görüldüğü, bilindiği, anlaşıldığı ve uygulanması suretiyle de yaşama geçirildiği içinde bağımsız ve tarafsız yargı vardır.

      Yine demokrasi ile yönetilen ülkelerde, bu nedenledir ki yargıçlar sadece yasalara göre değil, aynı zamanda vicdanlarının sesine göre de kararlarını verirler.

      İşte tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda tarafsız ve bağımsız yargının ve aynı durumda bulunması gereken yargıçların varlığı gerekir.

      Eğer bir ülkede; bağımsız ve tarafsız bir yargı yoksa,

      Eğer bir ülkede; yargıçlar kararlarını sadece yasalara göre değil, vicdanlarının sesine uygun bir şekilde veremiyorlarsa,

      Eğer bir ülkede; kararlara müdahale edildiği intibaı uyandıracak tutum ve davranışlar kendini gösteriyor ve bunu doğrulayan kararlarda ortaya çıkabiliyorsa,

      Biliniz ki o ülkede bağımsız ve tarafsız yargı yoktur.

      Ve yine o ülkede bağımsız ve tarafsız hareket eden, vicdanlarının sesine göre karar veren yargıçlarda yoktur demektir.

      Bu hususları hatırlatmakta ve hatırlanmasını istemekte yarar görmekteyiz.

      Zira gün gelecek; hukuk herkese, ama herkese gerekecektir.

      Gün gelecek; bağımsız ve tarafsız yargı herkes ama herkes tarafından aranacaktır.

      Gün gelecek; vicdanlarına göre karar veren yargıçlar aranacak ve özlenecektir.

      Nasıl ki; her isteyen sanatçı olamazsa, her isteyende yargıç olamaz.

      Yargıç olabilmek için belirlenen kurallara uyma ve vicdanına göre karar verme yeteneğine sahip olunması ve özümsenmesi gerekir.

      Bu yetkileri ve yetenekleri olmayan kişilerin yargıç olması söz konusu olamaz.

      Bunun içindir ki hukukun üstünlüğü ilkesi benimsenmiş, hukuk devleti ilkesi yaşama geçirilmiş, karar verici olanların da vicdanlarının sesine kulak verme gerekliliği kendini göstermiştir.

      Eğer bu kurallara uygun hareket edilir ve bu doğrultuda adımlar atılırsa, o ülkede hukukun üstünlüğünün, bağımsız ve tarafsız yargının, hukuk devletinin varlığının söz konusu olabileceği hatırdan uzak tutulmamalıdır.

      Bu gerçeği bir kez daha hatırlatıyoruz….

  nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version