Herkesin kendi kişisel gelişimi için geliştirmesi gereken alanlar var tabi. Okuması,araştırması,sosyalleşmesi ,gezmesi gibi..
Ancak bir insanın önemli bir görevi de yalnızlığını yönetebilmesi bilmek olmalı. Yalnız doğarız ,desteklere rağmen aslında hayat mücadelemizde yalnızızdır, yalnız göç ederiz bu dünyadan.. Bira kültürden de kaynaklı olarak kalabalık olmayı seviyoruz. Avm,yemek,sinema,tatil hatta kütüphane içim bile birileri lazım bize. Oysa bunların hepsi yalnız da yapılabilecek aktiviteler. Ancak ‘sıkılırım’ kalıbına takılıyoruz çoğumuz. Yalnızken okuduğun bir kitap ,manzaraya karşı tek başına içtiğin bir kahve,keyfince yaptığın alışveriş ,rahatça ve bireysel izlediğin bir film neden keyifli olmasın! Bunlar işte hep önyargı.. Tabi toplum olarak anksiyetik ve obsesif bir altyapımız olduğundan yalnızken düşünceler bastırmayı sever ve bundan dolayı da yalnızlığı tercih etmeyen yığınla bir kalabalık mevcut.
Hayatında en iyi dostların hayatından gidebilir,
Evliliğin bitebilir,
Vücudun eski sağlığımda olmayabilir,
İlişkin bitebilir,
Maddiyatın düşebilir..
İşte tüm bu durumlar için kendini yalnızken de güçlü olacak şekilde yetiştirmelisin.
Bunları gerçekleştirirken şunlara önem göstermelisin;
Düşüncelerini yönetebilmeyi öğrenmelisin.
Duygusal değil mantıksal davranmalısın.
An’da olmalısın.
Kendi hobilerini bilmelisin.
Değerlerine göre kararlı davranmalısın.
Olumsuzlukların gelip geçici olduğunu bilmelisin.
“Yalnızlık, insanın kendi içindeki derinliklerle yüzleşmesini sağlar. Çoğu zaman, kalabalıklar içinde kayboluruz ama yalnız kaldığımızda kendimizi gerçekten bulabiliriz. Bu yalnız anlar, kendimizi anlama ve yeniden doğmak için bir fırsattır.”
“Yalnızlık, içsel gücümüzü test eden ve bizi daha sağlam bir birey haline getiren bir testtir.”
“Tek başına kalmak, gerçek gücümüzü ve direncimizi geliştirme yolunda bir öğretmendir.”
“Yalnızlık, güçlü bir ruhun kendini bulduğu ve içsel sınırlarını aşarak gerçek potansiyelini ortaya koyduğu bir süreçtir.”
YORUMLAR