3 günde, yaklaşık 25 ilimizde yangınlar çıktı. Orman yangınlar vicdanları yaralıyor. Oradaki bir ekosistemin oluşması, onlarca yıl sürüyor. Ağaçlar yok oluyor, toprak dengesini kaybediyor, canlılar yanarak ölüyor. Çok çok üzücü.
Yaklaşık 2 yıldır, bu yangınlar artar hale geldi. Geçen haftalarda, Hatay’da Habib-i Neccar Dağı’nda bir yangın çıkmıştı. Tam yangın söndürüldü, rüzgarın artması ve havanın kararmasıyla tekrar bir yangın çıktı. Ve bu yangın, adeta dağda çember çizilerek çıkartıldı. Hatırlanacak olursa, geçen sene Hatay’da da büyük bir yangın çıkmıştı. Aynı anda Antakya, Samandağ, Arsuz, İskenderun, Belen gibi ilçelerimizde yangınlar olmuştu. Bunların bir tesadüf olması, kendiliğinden oluşması imkansızdır. Direkt bir bakış ile, planlı bir şekilde bu yangınların çıkartıldığı ortadadır.
Buradan şu sonuçları çıkartmak gerekirdi.
Demek ki, ülkemizde, ormanlarımıza kast eden bir terör örgütü bulunmakta. Yangınla mücadelede hızlı, etkili olmak ve gerekli önlemleri alabilmek gerekir. Bunlar için de ekipmanların yeterli düzeyde olması lazımdır.
3 tane uçak ile bu denli büyük yangınlar çok zor söndürülebilir. Orman bölgelerinde yol çalışmaları yapmak ve hızla aksiyon alabilecek tedbirleri almak gerekirdi.
Maalesef görüyoruz ki, bu tedbirler yeterli düzeyde alınmamış. Türk Hava Kurumu’nun ciddiyetsizliği ve başkanının duyarsız yaklaşımı da ortadadır.
Devletimiz bu konuda hızla aksiyon almalı, ekipmanları güçlendirmeli, her alanda olması gerektiği gibi-bu alanda da liyakat sahibi insanları iş başına getirmelidir.
Bu acı olaylar, liyakat ve hesap verilebilirliğin de önemini ayrıca göstermekte. Kurumlara, o işlerden anlamayan insanları yönetici olarak getirdiğinizde, atılması gereken adımlar geç atılıyor ve alınması gereken önlemler eksik olarak alınıyor.
Artık orman yangınları görmek ve duymak istemiyoruz. Ülkemiz, seferber olmalı, orman yangınlarıyla mücadele şeklimiz gözden geçirilmeli. Bu denli büyük yangınların önü hızlıca kesilmelidir.