Yapılaşma içinde kaybolan eski bir Romalı!

Binlerce yıllık birikimi içinde eski Roma kenti ünvanı da olan Antakya, kadim geçmişi ve kültürü içindeki emanetlerine nasıl baktığını mı anlatmalı, yoksa bakamadıklarının maliyetinde mi durmalı? Hangisi? Antakya’yı ziyaret eden turistlerin destinasyonunda yer almıyor. Tur rehberleri ise, gelen misafirlerini bu adresten genelde uzak tutuyor. Bu durum, eldekinin bakımsızlığından mı, yoksa betona teslim hikâyesinden mi bilinmiyor […]

Binlerce yıllık birikimi içinde eski Roma kenti ünvanı da olan Antakya, kadim geçmişi ve kültürü içindeki emanetlerine nasıl baktığını mı anlatmalı, yoksa bakamadıklarının maliyetinde mi durmalı? Hangisi?

Antakya’yı ziyaret eden turistlerin destinasyonunda yer almıyor. Tur rehberleri ise, gelen misafirlerini bu adresten genelde uzak tutuyor. Bu durum, eldekinin bakımsızlığından mı, yoksa betona teslim hikâyesinden mi bilinmiyor ama… Eski Roma mimarisinin ‘su kemerleri’ olarak bilinen bu alan, kent merkezinin hemen yanı başındaki yalnızlığını yıllardır muhafaza ediyor.
Bu konuda ne Kültür Müdürlüğü ne de Anıtlar Kurulu, şu ana kadar bir proje geliştirmedi. Yıllar içinde, üzerine inşa edilen yoldan motorlu araçlar geçti, hemen yanı başında beton bir merdiven inşa edildi, onu oluşturan devasa taşların arası açıldı ve seneler geçtikçe de görselinden çok şey kaybetti.
Evet, burası, halk arasında ‘Memekli Köprü’ olarak da bilinen Trajan Su Kemeri. Bu görkemli ‘dün’ için konuşan bir turizmci, şu tespitte bulundu:
“Gördükçe üzüldüğüm yerlerden bir tanesi. Eldeki bu fotoğraf karesi ise sosyal medyada paylaşılıyor. Adeta, yapılaşmalar içinde kaybolmuş. Üzücü. Gerçekten de üzücü. Biz değil miyiz, Anadolu’dan kaçırılan tarih ve kültür hazineleri için mahkeme kapılarını aşındıran? O zaman demezler mi, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Derler! Demeliler! Birileri, demeli! Çünkü eldekinden kaybetmeye o kadar alıştık ki, kimsenin gıkı çıkmıyor. Konuşanı ise öcü ilan ediyoruz. Olansa, bu kente oluyor. Sahi, daha ne kadar eksiltiriz Antakya’dan? Bir fikri olan var mı? Keşke, diyorum. Şu koronalı zamanları, bu tür alanları hayata katmak için değerlendirebilseydik!”  Tamer Yazar

Exit mobile version