Yaprak Dökümü…

Sonbahar geldi. Adım adım sonbaharda doğanın getirdiği değişiklikler, izlenmeye başlandı. Ülkemizin güney yörelerinde sonbaharın etkisi biraz daha geç hissedilse de , ülke genelinde bu etki kendini hissettirmeye başlamıştır. Mevsimler döndüğüne göre hava sıcaklıklarında da önemli bir değişiklik başladı. Gün erken kararıyor. Tabi bu değişikliklerin başında da ağaçların yapraklarının dökülmesi ilk sırada yer alıyor. Sonbaharın gelişinin […]

Sonbahar geldi. Adım adım sonbaharda doğanın getirdiği değişiklikler, izlenmeye başlandı.

Ülkemizin güney yörelerinde sonbaharın etkisi biraz daha geç hissedilse de , ülke genelinde bu etki kendini hissettirmeye başlamıştır.

Mevsimler döndüğüne göre hava sıcaklıklarında da önemli bir değişiklik başladı. Gün erken kararıyor.

Tabi bu değişikliklerin başında da ağaçların yapraklarının dökülmesi ilk sırada yer alıyor.

Sonbaharın gelişinin belirtilerinin başında yaprak dökümü gelir.

Yaprak dökümü ile birlikte sonbaharın diğer etkileri de yavaş yavaş kendini hissettirir.
Yaprakları dökülen ağaçlardan, kışın soğuğundan kendini koruyabilen , hastalık kapmayan , gelecek yılda da yeniden yaprak verip tüm güzelliği ve canlılığı ile hayatta kalmayı başaranlar, yine ilkbaharla birlikte ülkemizin çeşitli yerlerini ve yörelerini süslemeye , ülkemize oksijen kaynağı olarak güç katmaya , doğanın güzellikleri olarak görünmeye başlayacaklardır.

İşte sonbaharla birlikte nasıl ki yaprak dökümü başlamışsa, siyaset sahnesinde de aynı şekilde yaprak dökümü başladığı görülmektedir.

Bir süredir özellikle iktidar partisi içerisinde baş gösteren sancı artık tam anlamıyla gün ışığına çıkmıştır.

Yeni partiler kuracakları anlaşılan isimler ekipleri ile birlikte AKP’den istifa etmek suretiyle, yaprak dökümünü gözle görülür bir hale getirmişlerdir.

Geçtiğimiz hafta sonuna doğru Ahmet Davutoğlu ve arkadaşlarının istifa hareketi, bu parti içerisindeki yaprak dökümünün hızlı bir şekilde devam edeceğini göstermektedir.

Ne yapılırsa yapılsın, ne söylenirse söylensin, ne edilirse edilsin bu yaprak dökümünün önünü almak mümkün olamayacaktır.

Nasıl ki; sonbaharla birlikte yapraklarını dökmesi gereken ağaçların bu hareketi engellenemezse, AKP içindeki yaprak dökümü de engellenemeyecektir.

Şimdi yapılması gereken bu yapraklar neden dökülüyor, acaba ağaçta bir hastalık mı var yoksa bu doğa mıdır?. Bunun tespiti gerekir.

Ancak yapraklar dökülür ,ilkbaharla birlikte yeniden daha kuvvetli olarak yapraklar çıkar , ağaç daha güç ve gür olarak yaşamaya devam eder anlayışı ile hareket edilir ve ağaçta bir çürüme ve hastalık olup olmadığı araştırılmazsa , bilinmelidir ki her ağaç , her yaprak dökümünden sonra ilkbaharla birlikte yeniden gücünü ve canlılığını koruyamaz.

Bu gerçek bilindiği takdirde, tahribat az olur, zarar telafi edilebilir.

Ama konu önemsenmez ve görünen doğanın kuralları gereği olması gerekendir, kuruyan yapraklar hiçbir işe yaramadığı için dökülecektir, yeni yapraklar daha gür ve daha güçlü çıkacaktır anlayışı ile hareket edilirse, o ağaç tümden kurur ve yaşama veda eder. Tıpkı doğanın kuraları gibi siyasetin de kuralı da benzerlik ifade eder.

Eğer kuruyan yapraklar dökülür, yerine daha güçlüsü çıkar anlayışı ile hareket edilirse, birde bakmışınız ki o ağaç tümden kurumuştur. Çünkü çürüme başlamıştır ve yapraklar bu nedenle dökülmektedir.

İşte siyasi partilerde de bu çöküş ve çürüyüş başladıktan sonra geçici tedbirlerle veya önemsenmez tutum ve davranış içerisine girmekle sorun çözülemez.

Ali Babacan ve ekip arkadaşlarından sonra, Davutoğlu’nun ve arkadaşlarının da ihraç kararlarını beklemeden AKP’den istifa etmeleri, bu parti içerisinde önemli gelişmelerin ve yol ayrımlarının olacağının açık kanıtıdır. Bir kere yaprak dökümü başlamıştır. Bunu engellemek mümkün değildir.

Görünen o ki; bu yaprak dökümünden gereken ders alınmamıştır. Yapılan uyarı gereken etkiyi göstermemiştir. Yaprak dökümünün nedeni araştırılmamıştır.

Tek adam anlayışının ve tek adama dayalı bir yönetim tarzının ne denli zararlı olduğu, yaprakların ağaçtan ayrılışından ve hızından belli olmaktadır.

Bu nedenle sonbahar ayları oldukça hareketli geçecektir.

Yaprak dökümleri daha da hızlanacak ve sistem değişikliğine, yeniden parlamenter rejime dönülmesine yönelik vatandaşın duyarlılığı ve kararlılığı daha yüksek sesle dile getirilmeye başlanacaktır.

Nasıl ki; doğanın kurallarını terse çevirmek mümkün değilse, siyasetin kurallarını da terse çevirmek mümkün olamayacaktır…

nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version