Bu Yangın Yerinde!
TİP Genel Başkan Yardımcısı, Hatay Milletvekili Barış Atay Mengüllüoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda konuştu: “Ormanlarımız, çocuklarımız, kadınlar yakıldı. Saklayarak, aklayarak, ceza indirimi vererek bir kez de siz yaktınız. Ülkeyi yangın yerine çevirdiniz. Bizim görevimiz, insan kalarak yaşamak, bu yangın yerinde.”
TBMM Genel Kurulu’nda önceki gün bir konuşma yapan, TİP Genel Başkan Yardımcısı, Hatay Milletvekili Barış Atay Mengüllüoğlu, yine çarpıcı açıklamalarda bulundu, uygulanan politikalar noktasında sert eleştirilerini paylaştı,
Ataol Behramoğlu’nun, “Yaşamak bu yangın yerinde” adlı şiirinin, “Her gün yeniden ölerek… Zalimin elinde tutsak, Cahile kurban olarak… Yalanla, kirli havada… Güçlükle, soluk alarak… Savunmak gerçeği, çoğu kez, yalnızlığını bilerek… Yaşamak, görevdir bu yangın yerinde…Yaşamak, insan kalarak” dizelerini paylaşan Atay, ülkenin bugüne dair fotoğrafını paylaşırken, eleştirilerini şöyle sıraladı:
-YETMEZ!-
“Bu zamanda da halimiz farklı değil! Ülkeyi bir yangın yerine çevirdiniz, el birliğiyle. Bizim görevimizse, insan kalarak yaşamak, bu yangın yerinde! Sizler, bu ülkeyi hem yaktınız hem yakılmasına seyirci kaldınız, hem fiilî anlamda yaktınız hem mecazen yaktınız.
Size, soru önergeleri veriyoruz. Mesela, cevaplamaya tenezzül bile etmediğiniz soru önergeleri… Örneğin, ormanlar yakıldı geçen yıl. Ülkenin, eşi benzeri olmayan yerleri gözümüzün önünde yandı. Günlerce müdahale etmediniz. Bir yanıyla, siz yaktınız o ormanları! Hadi diyelim, ihmalkârlığınızla, umursamazlığınızla, beceriksizliğinizle, ama en çok da rant beklentinizle!
-SUSTUNUZ!-
Bir gece yarısı, çocuklar yakıldı Aladağ’da! Yangın yerinde çocukların cenazeleri kalkmamışken henüz, bozulmasın diye 35 kilo etin peşine düşen insanlar tarafından yakıldı çocuklar, sustunuz! Burada, kahkahalarla Ensar Vakfını akladığınız gibi, büyüttünüz o ateşi de!
Enes Kara’nın geleceği yakıldı! Yalvararak, yardım isteyerek kendini öldürdü çocuk! Tarikat yurdunu aklamak için Enes’in yangınına sırtınızı döndünüz.
Pınar Gültekin, gencecik bir kadın… Bir varile konulup yakıldı. Katili öldürdü, yaktı, yetmedi! Katiline haksız tahrik indirimi vererek, bir kez de siz yaktınız, hem de sadece Pınar’ı değil bütün kadınları yaktınız.
Emekçinin evinde yangın çıkardınız! Halk dayanamadı, kendini gerçekten yakanlar oldu, ‘Provokasyon’ dediniz. Günde 10 milyon lira harcayan Genel Başkanınız, sanki tek maaşla yaşıyormuş gibi, ‘Zamdan vazgeçiyor’ diyerek gözümüzün içine baka baka alay ettiniz. Şu an açlık sınırı 6.400 lirayken, 4.250 lira alan asgari ücretliye, 3.500 lira vereceksiniz diye dünyaları veriyorsunuz gibi davrandığınız emekliye, ürününü hiç ettiğiniz köylüye, çiftçiye, Genel Başkanınız 140 bin lira değil de 100 bin lira alacak diye şov yapıyorsunuz, bir de alkış bekliyorsunuz bunun için…
Soma’da, işçileri yüzlerce metre derinde havasız bırakarak, işçilerin ciğerleri yana yana ölümüne sebep oldunuz. Öyle bakıyorsunuz! Bazen de gerçekten siz sebep oldunuz! Patronları koruyarak, işçileri tekmeleterek, yıllardır haklarını vermeyerek, seslerini duymayarak oldunuz. Katilleri serbest bırakıp, onları savunan Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay’ı mahpusa sokarak, tutsak alarak, sebep oldunuz bu yangına.
Hendek’te havai fişeklerle yaktılar işçileri! Yetmedi, yanmalarına sebep olana moral yemeği düzenleyerek, yaktılar işçileri! Yetmedi, sanıkları tahliye ederek yaktılar aileleri! Daha önce de patlamalar olmasına rağmen, o fabrikaları siz açık tutarak o yangına siz neden oldunuz!
-ANNELERİN YANGINI!-
Cumartesi Annelerinin yangınını harladınız! Yakınlarının cenazesi için dokuz yüz haftadır mücadele eden insanları yerlerde sürükleyerek, acılarının karşısına duvar çekerek, acımasızca harladınız o ateşi.
Bunlar sayarak bitmez; Roboski’de, Ankara’da, Reyhanlı’da, Gezi’de yüzlerce insan, Nevroz’da Kemal Kurkut, Çorlu’da Oğuz Arda Sel, Giresun’da Rabia Naz, Antalya’da Burak Oğraş, Büyüknohutçu çifti, Dersim’de Gülistan Doku ve aileleri yandı sizin yüzünüzden. Yeter mi? Yetmez!
-DİRİ DİRİ!-
İnsanları diri diri yaktılar! Sivas Madımak’ta insanlar yakıldı, diri diri! Nefretle, sadece Alevi, devrimci, aydın, sanatçı oldukları için yakıldılar. 93’te, kameralara, elinde benzin bidonuyla yakalananlar gibi, benzin döktünüz bu ateşe. Bazılarınız, o katillerin avukatlığını yaptı, bazılarınız tahliyelerine “Hayırlı olsun!” dedi, tahliye edemediklerini de elindeki güçle affetti ve yirmi dokuz yıldır sürüyor bu yangın, yirmi dokuz yıldır.
‘Bu ülke bir yangın yeri!’ dedik ya, bize de, insan kalarak yaşamak düşer bu yangın yerinde ve direnerek ve mücadele ederek… Sizse; çıkardığınız, çıkmasına göz yumduğunuz, söndürmediğiniz, söndürülmesine izin vermediğiniz yangınları yalanla kapatmaya çalışıyorsunuz, ama biz asla izin vermeyeceğiz size, haberiniz olsun! Artık bu yalanlara hiç kimsenin inandığını düşünmeyin.”
Tamer Yazar