O, kendinin ve insanlığın gizine ulaşmış; kocaman yürekli, kocaman gülüşlü kocaman sevişli destan dilli bir ADAM…
O, AĞRI DAĞININ EFSANESİ ; SARI SICAK Anadolu güneşinin NAR AĞACI; BİNBOĞALARIN YAĞMURCUK KUŞU; Çukurova’nın İNCE MEHMED’İ…Tek KANATLI BİR KUŞTU O…Kanat çırptığı her yerde GÖKYÜZÜ MAVİ KALDI…
Umudu öğretti bize; kelebeğin kanat çırpışındaki direnci, yürekliliği, haksızlığa karşı durmayı ve sevmeyi.. Ölesiye sevmeyi…insanı, doğayı, ağacı, gökyüzünü, çiçeği börtü böceği, menevişlenen denizi ve EMEĞİ…O öğretti bize…Her birimizin insanlığında, insanlaşmasında ondan bir parça var…Ve hep olacak. Kimileri bunu bilmese de. “Yoksulluk, insanoğlunun başına gelen en büyük felakettir; yoksulluğa karşı savaşımı amaç belledim…İşkence, savaş, yoksulluk, sömürü insanlık suçlarıdır. İnsanın insanı aşağılaması, insanın acılara katılmaması bağışlanamaz! İnsanın gücüne inanıyorum, sözün gücüne de bundan dolayı inanıyorum.” Diyordu. Bu inancı yazdı durmadan!…
Yazdığı son üçlemenin ilk kitabındaki satırlarda, insana insanlığı anlatır;
“İnsanlık çok eskidir oğlum. Milyonlarca, milyarlarca insan; milyarlarca düşünce yaratmışlar. Milyarlarca destan, türkü, şiir yaratmışlardır. Şu insanların birinci derdi de kendinin ve insanların gizine ulaşma çabası olmuştur. Bugün insan evrende insanı bildiği kadar hiçbir şeyi bilmez. İnsan insan olduğundan bu yana öldürmekten, savaştan iğrenmiştir ya, gene de öldürmüştür.”
(Yaşar Kemal Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, Bir Ada Hikayesi 1, Adam Yayınları, s.245
“Binbir çiçekli bahçe” dediği Anadolu, artık onsuz, ama daima onunla… Öldüğü günden bugüne renklerini yitiriyor, çiçekleri soluyor Anadolu’nun! Sesi boğuluyor… Ağıtlar, destanların yerini alıyor! Tarihinden koparılıyor kentler. Dereler, dağlar, ormanlar öldürülüyor…. Ve o çok özlediği barış, gittikçe uzaklaşan bir umut haline geliyor.
Ama o, Yaşar Kemal.. İnsanın yürek belleği, sözün simyası…Susmaz. Gittiği yerden umudu seslenir:
“Tüm dünya, gün doğmuş gibi apaydınlık oldu.
Dağların karanlığı durdu,gecenin karanlığı durdu.
Siz ışıktan kocaman,karanlığa oyulmuş gibi kocaman
dünya kadar bir ağaç gördünüz mü?
Işıktan kocaman bir ağaç!”
Bizler görüyoruz onun anlattığı “ışıktan kocaman ağaçları” Anadolu’ nun her yerinde, inatla…
Güle güle Çakırcalı’nın En Büyük EFE’ si. Sen, destanımıza hep hoşgeldin…