Yayayız, önceliğimiz var!

Ama yaya yollarımız yok! Eğer her gününüz, ‘yaya’ kimliğinde koşuşturmaca içinde geçiyorsa, önceliğiniz ‘güvenlik’ oluyor ve o güvenlik için de, size ayrılan geçiş noktalarının  ‘standardına’ takılıyor ve sorgulamaya başlıyorsunuz! Gün içinde kaç kere, araç trafiğinin aktığı sokak ve caddelerden karşıya geçiş için ‘yaya alanlarını’ kullanıyoruz, düşündük mü hiç? Peki, her geçiş noktasında durup da sorguladığımız […]

Ama yaya yollarımız yok!

Eğer her gününüz, ‘yaya’ kimliğinde koşuşturmaca içinde geçiyorsa, önceliğiniz ‘güvenlik’ oluyor ve o güvenlik için de, size ayrılan geçiş noktalarının  ‘standardına’ takılıyor ve sorgulamaya başlıyorsunuz!

Gün içinde kaç kere, araç trafiğinin aktığı sokak ve caddelerden karşıya geçiş için ‘yaya alanlarını’ kullanıyoruz, düşündük mü hiç? Peki, her geçiş noktasında durup da sorguladığımız kısımlar neler, bu kısımda durduk mu hiç?
“Hatay ve diğer illerde başlatılan ‘öncelik yayanın’ uygulamasında, araçların ‘buyurun geçin’ dediği o ilk zamanları geride bıraktık” diyen bir vatandaşın eleştirisi şöyle:
“İlk günler hep iyidir. Herkes gülümser, birbirine yol verir, hep özlenen o ‘biz’ kısmını ise hayata geçiririz. Ama bir süre sonra, ruh hallerimiz değişir, unuturuz ve ayarlarımız da ilk güne döner. Bugün olduğu gibi! O yüzden, yaya çizgileri önemli. Birçoğu kullanımdan dolayı, yolun gri rengine dönüşmüş durumda. Durum idare ediyor ama, renklerine yine orijinal hallerine getirsek, daha iyi olmaz mı?” -Tamer Yazar-

Exit mobile version