Sene:2013
Başbakan: Recep Tayip Erdoğan
Milli Eğitim Bakanı: Nabi Avcı
2013-2014 eğitim-öğretim yılı başlamak üzere.
Öğrenciler sevinç çığlıkları atarak okullarına gitmeye hazırlanıyor ve ders zillerinin çalmasını özlemle bekliyorlar.
İşte bu aşamada, ortada fol yok yumurta yok iken, her şey eski ve yerleşik sistem üzerinde devam ederken, ortaya “TEOG” diye yeni bir sistem atılıyor.
Temel eğitimden orta öğretime geçiş olarak adlandırılan ve kısa adı ile “TEOG” denilen yeni bir sistemin uygulamaya konulacağı açıklanıyor.
Herkes şaşkın. Herkes nereden çıktı bu “TEOG” sistemi diyerekten olacakları anlamaya çalışıyor.
Bu yeni sisteme göre 6 temel dersten 6 sınav uygulaması getiriliyor. Bunun gereği olarakta sınava girecek öğrencilerde bir tedirginlik, bir sonumuz ne olacak endişesi ortaya çıkıyor.
Ama tüm eleştirilere ve yerleşik sistemin neden böyle alelacele değiştirilmesi yoluna gidildiğine dair sorulan sorulara rağmen “TEOG” uygulamaya konuluyor.
2013-2014 eğitim-öğretim yılından itibaren öğrenciler kendilerini “TEOG” sınavına hazırlamak için çeşitli yöntemlere başvuruyorlar. Özel hocalar, dershaneler birbiri peşi sıra öğrencilerin önüne çıkıyor. Durumları müsait olanlar bu imkânlardan yararlanıyor. Müsait olmayanlar ise kendi imkânları ile “TEOG” sınavlarında başarılı olmak yollarını arıyorlar.
“TEOG” la birlikte gariplikler, yanlışlıklar, mağduriyetler, çağdaş eğitimden geriye gidişin adımları da atılmaya başlanıyor.
Ama tüm bu olumsuzluklara karşı “TEOG” uygulaması devam ediyor. Milli Eğitim Bakanları bu sistemi savunuyorlar. Öğrencilerde bu sistemin kalıcı olduğuna kanaat getirdikleri için o doğrultuda kendilerini hazırlıyorlar.
İşte durum bu merkezde iken birden bire bir söz söyleniyor,bir görüş ortaya atılıyor.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı olan Recep Tayip Erdoğan bir konuşması sırasında “TEOG’ a ne gerek var. Biz TEOG’ lamı bu duruma geldik…”anlamına gelen bir cümle söylüyor ve sonraki günlerde de “biz bir kere söyleriz…” demek suretiyle “TEOG” un kaldırılması ile ilgili düşüncesinde ve görüşünde ısrarcı olduğunu net bir biçimde ortaya koyuyor.
Medyaya yansıyan haberlere göre “TEOG” un kaldırılması ve yerine yeni bir sistemin uygulamaya konulması gerektiğinden, Milli Eğitim Bakanının ve Bakanlığın haberi yok. Yani bu görüş ve karar birden bire ifade edilmiştir. Bu nedenle yeni sistem için hiçbir hazırlıkta söz konusu değil.
Şimdi herkeste bir telaş ve tedirginlik var. Önümüzdeki yıl çocuklarımız hangi sisteme göre okullara yerleştirilecekle
Öğrenciler yeni sistemde başarılı olabilmek için neler yapacaklar?.
Sınavlı mı yoksa sınavsız mı olacak. Yada her okul kendi sınavını kendi mi yapacak veya belli ölçüler dahilinde merkezi sınav sistemimi uygulanacak?…
Bunların hepsi şuanda meçhul. Yani yeni eğitim-öğretim yılı başladığı halde, öğrenciler temel eğitimden orta öğretime geçişin nasıl yapılacağını bilemiyorlar. Bilemedikleri için de bu geçiş için nasıl hazırlanacakları meçhul.
Şimdi herkes verilecek kararın ne olacağını merakla bekliyor.
Yazılan ve söylenen odur ki; Komisyonun varacağı karar kesin değil. Yine son sözü “TEOG” kaldırılmalıdır diyen AKP gelen Başkanı ve Cumhurbaşkanı söyleyecek imiş.
İşte bu gelişmeler bile, 16 Nisan referandumunda neden “Hayır” denilmesi gerektiğinin en önemli ve gözle görülür gerekçelerinden biridir.
“TEOG” yürürlüğe konulduğunda, yani 2013 yılında Başbakan olan Erdoğan, bu sisteme karşı çıkmamış, ama aradan 4 yıl gibi bir süre geçtikten sonra bu kez karşı çıkmıştır.
İnsanların bireysel kararlarında yanılmaları her zaman mümkündür. Bu nedenle çoğulcu anlayışıyla hareket etmek, karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak suretiyle doğruyu bulmak yolunda adımlar atılması çağdaşlığın bir gereğidir.
Bizde ne yazık ki zaman zaman bu karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak yerine, tek görüşün yaşama geçirilmesi suretiyle birçok konuda olduğu gibi eğitimimizde “yaz-boz tahtasına” dönüşüyor.
Bakalım “TEOG”un yerine hangi sistem uygulanacak ve bu uygulamada ne kadar sürecek?…
nabiinal@hotmail.com