“Biz artık bir imparatorluğuz ve harekete geçtiğimizde kendi gerçekliğimizi yaratırız. Sizler tüm mantığınızı kullanarak bu gerçekliği incelerken, biz yeniden harekete geçer; daha yeni, başka gerçeklikler oluştururuz; siz bunu da incelersiniz ve işler bu şekilde sürüp gider. Biz tarihin aktörleriyiz… Ve siz, siz hepiniz, biz her ne yapıyorsak onları incelemekle yetineceksiniz.” ABD Başkanı George W. Bush’un başdanışmanı (1)
Dünya petrol rezervlerinin %65’ine ve doğalgaz kaynaklarının %34’üne sahip olan Ortadoğu, ABD için jeopolitik bakımdan büyük önem taşır. (2) Hazar Denizi Bölgesi de, dünyanın gelecekte artan enerji kaynaklarını karşılamada önemli bir coğrafyadır.
Petrol rezervlerinin büyük bölümünü içinde barındıran Ortadoğu, ABD için uzun dönemde önemini sürdürecek bir bölgedir ve buradaki enerji kaynaklarına ulaşmak, ABD’nin yaşamsal çıkarlarından biridir. Çünkü ABD’nin petrol kaynakları tükendiğinde, buradaki enerji kaynaklarına olan ihtiyaç artacaktır. Ortadoğu’daki petrolden sınırsız yararlanmayı garantiye almak zorunda kalan ABD’nin, Ortadoğu ve Körfez ülkelerine yönelik politikasının temel amacı, bu bölgede kendi çıkarlarına tehdit oluşturabilecek ülkelerin ortaya çıkma şansını azaltmaktır. ABD, petrol kaynaklarına kolayca ulaşabilmek için Irak’ı işgal ederek Basra Körfezi’ni; Afganistan’ı işgal ederek Hazar Havzası’nı kontrol altına almıştır. Ayrıca, Afganistan’da varlığını sürdürerek Avrasya bölgesinin gözetim altında tutulmasını da sağlamıştır. Afganistan işgaliyle ABD; Orta Asya bölgesini etki altına almayı, Rusya’nın doğudan ve güneyden çevrelemeyi ve gittikçe güçlenen Çin’i batıdan kuşatmayı amaçlar.
Hitler ve Stalin, “Avrasya’ya hükmeden, dünyaya hükmeder” demişlerdi. ABD’nin önemli strateji uzmanlarından Zbigniev Brzezinski: “Avrasya, ABD için en tehlikeli bölgedir. Rusya’yı olabildiğince bölmek ve yalnızlığa itmek zorundadır.” der.
ABD Savunma Bakanı Mc Namara, 1967 yılında Temsilciler Meclisi Dış İşler Komitesi’nde şöyle diyordu: “Ortadoğu taşıdığı önem nedeniyle, ABD açısından önemlidir. Bu bölge siyasi, askeri ve ekonomik çıkarlarımızın birleştiği kavşaktır ve Ortadoğu petrolü, Batı için yaşamsal önemdedir.” (3)
ABD Merkez Bankası Başkanlığı’nı 18 yıl yapmış Alan Greenspan, 2007 basımlı kitabında, ABD’nin Irak’ı işgal etmesinin asıl nedeninin petrol olduğunu açıkça yazar. Dünya petrol rezervleri içinde çıkarılması en ucuza mal olan petrol Irak petrolleridir. 2005 yılı itibariyle, Irak’ta bulunan petrol rezervlerinin ancak %10’unun çıkartıldığı tahmin ediliyor; %90’lık büyük rezerv duruyor. Bu rezervin büyük bölümü de güneyde Basra bölgesinde yer alıyor. (4) İşte bu nedenle ABD, hem Hazar Denizi’nde hem de Ortadoğu’da Rusya ve İran’ın gücünü sınırlandırmayı; Irak ve Suriye’yi parçalayarak İsrail ve Kürtlerin güvenliğini sağlamayı hedeflemiştir.
ABD’nin Ortadoğu politikası iki esasa dayanırdı; İsrail’in güvenliği, petrol ve enerji kaynaklarının kontrolü. Şimdi üç esasa dayanmaktadır. Petrol ve enerji kaynaklarının kontrolü; İsrail ve Kürtler’in güvenliği. Çünkü ABD açısından kuzeyde bir Kürdistan’ın oluşturulması, ikinci bir İsrail demek. Ortadoğu ülkeleri İsrail’i, özellikle ABD ve İngiltere tarafından 1947’de zorla oluşturulan bir devlet olarak görür. İsrail de, Ortadoğu’yu, radikal grupların İsrail devletini yıkmak için sürekli fırsat kolladığı düşman bir bölge olarak tanımlar. Bu nedenle ABD, İsrail devletini koruma ve güvenliğini sağlama rolü üstlenmiş, her tehdit karşısında İsrail’in yanında yer almayı sürdürmüştür. İsrail’in uyguladığı insan hakları ihlallerine rağmen, bölgedeki stratejik hedefleri nedeniyle İsrail’in koruyuculuğunu kararlılıkla sürdürmekten vazgeçmeyeceği açıktır. İsrail, ABD’nin Ortadoğu’daki gözetleme kulesi ve gerektiğinde Ortadoğu’da kullanabileceği çivili topuzudur.
Sonraki yazımızda konuyu incelemeği sürdüreceğiz.
(1) Noam Chomsky, Geleceği Kurgulamak, İnkılap Yayınları, İstanbul, 2015.
(2) Fevzi Uslubaş, İmparatorlukların Bataklığı, Toplumsal Dönüşüm Yayınları, İstanbul, 2005,
(3) Harry Magdoff, Emperyalizm Çağı, Odak Yayınları, 1974.
(4) İsmail Tokalak, Dünyayı Yönetenler ve Sistemleri, Güler Boy Yayıncılık, İstanbul, 2008.