6 Şubat depreminden sonra yöre insanının yeniden hayata tutunmak adına verdiği mücadele her geçen gün anlamlı yeni başlangıçlarla umut saçıyor. İşte deprem sonrası hayata yeniden tutunmak adına başarılan güzel bir hikaye daha…
Defne İlçesi Aşağıokçular Mahallesi vali Sami Oytun Caddesi’nde kısa süre önce açılan The İrish Pub yıkık dökük bir şehrin içinden ‘her şeye rağmen yeniden başlıyoruz’ dedirten güzel bir hikayeye sahip. Aynı mahallede bulunan Affan Kahvesi’nin hemen arkasında açılmış olan ve özgün dizaynı ile Büyükşehirlerdeki örneklerini aratmayacak kadar modern bir işletme yapısı ile hizmet sunan The İrish Pub Antakya insanının rahat nefes alabileceği hoş bir mekan.
İşletme sahibi genç girişimci Rasim Günay, deprem sonrası açtığı The İrish Pub’ın anlamlı hikayesini şu şekilde anlatıyor : “ Deprem sonrası yaşadığımız büyük yıkımdan sonra ben de ailemi alıp önce Mersin’e yerleştim. Evim çok büyük hasar görmüştü o yüzden önce eşyalarımı koyacak bir yer aradım Antakya’da. O yer de şuan içinde bulunduğumuz ve işletmenin ana parçası olan bu konteyner oldu. Bu bir ihracat konteyneri. Biz Mersin’e gittiğimizde eşim ve iki çocuğumla orada mutlu olamadık, yapamadık. Çocuklarım ısrarla Antakya’ya dönmemizi istedi. Biz de yeniden dönme kararı aldık ve ben ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Araştırırken San Francisco’da aynı bu şekilde konteynerdan tasarlanmış bir Pub modeli gördüm. Bunun üzerine The İrish Pub’un Türkiye Distribütörü olan firmaya başvuru yapıp projemi sundum. Onların da çok hoşuna gitti ve deprem bölgesinde böylesi bir yatırımı destekleyeceklerini söylediler. Bunun üzerine Franchising bayiliğini bana verdiler ve ben de üç ayda burayı hazırladım. Bu bizim için yeni bir başlangıç oldu. Kırk yaşındayım ve deprem sonrası doğup büyüdüğüm kendi topraklarımda hayata yeniden başlıyorum. Ne olursa olsun bu topraklarda kalıp, burada hayata tutunmaktan vazgeçmeyeceğiz “
Defne ilçesinde müşterilerine iyi ve kaliteli hizmet sunmayı hedefleyen The İrish Pub Hatay insanının ne denli girişken olduğu, çalışkan olduğu ve asla vazgeçmediği gerçeği üzerine çarpıcı bir hikaye. Deprem sonrası hayata yeniden tutunmanın güzel bir örneği niteliğinde. – Sinan Seyfittinoğlu-
