Yerel İdareler de suçlu, biz de!

“Çocukluğumda böyle miydi? Değildi… Ne bu kadar kirliydi ne de bu kadar çamurlu” diye konuşan İsmail Uygun, sorumluluğun sadece yerel idarelere yüklenmemesi gerektiğini söylerken, eldeki çöpe işaret etti… Antakya’nın orta yerindeki ender yeşil alanlardan biri olan Büyük Park’ın arka kapısından çıkıp nehrin üzerindeki köprüye ulaştığınızda, ama en çok da nehrin kirine ve biriken çöpüne baktığınızda, […]

“Çocukluğumda böyle miydi? Değildi… Ne bu kadar kirliydi ne de bu kadar çamurlu” diye konuşan İsmail Uygun, sorumluluğun sadece yerel idarelere yüklenmemesi gerektiğini söylerken, eldeki çöpe işaret etti…

Antakya’nın orta yerindeki ender yeşil alanlardan biri olan Büyük Park’ın arka kapısından çıkıp nehrin üzerindeki köprüye ulaştığınızda, ama en çok da nehrin kirine ve biriken çöpüne baktığınızda, ‘hep böyle miydi?’ diye bir soru geçiyor içinizden. Cevap, dünü hatırlayan birinden gelsin. 35 yaşındaki İsmail Uygun, “Ne böyle yüksek duvarlar vardı nehrin her iki

tarafında ne de bu kadar kirlilik. Şimdi aklınıza bile gelmez belki ama, nehrin sularına baktığınızda dibi bile görürdünüz. O kadar  temizdi… Balık da çok çıkardı. Şimdi de var ama, dün gibi değil. Aslına bakarsanız, nehir, onu terk eden biz şehir insanlarına kendinden olanları vermeyi bıraktı” derken, köprünün ayakları dibine dökülen meyvelerin yarattığı çöpü de işaret etti… “Kurulan pazardan geriye kalanlar bunlar. Bunu bile yapıyoruz anlayacağınız. Kurulan pazarın çöplerini bile Asi’ye döküyoruz. Sonra da ‘kirlendik’ diyoruz. Tamam da, kirleten de biziz! Kendimizi kendimize mi şikayet ediyoruz?”

Tamer Yazar

Exit mobile version