Yeter ki…

Ekonomik kriz ekonomik buhrana dönüştü. Etraf toz duman. Göz gözü görmüyor. Neyin ne olacağı ve sonucun nasıl belirleneceği bir türlü anlaşılamıyor. Bir yandan iri iri laflar ediliyor, ben bilirim anlayışı ile hareket ediliyor, adımlar atılıyor. Öte yandan ekonomik buhran, yurttaşların büyük bir bölümünü perişan ediyor, kimse geleceğin ne doğrultuda olabileceğini kestiremiyor. Döviz kurları yukarıya doğru […]

Ekonomik kriz ekonomik buhrana dönüştü. Etraf toz duman. Göz gözü görmüyor. Neyin ne olacağı ve sonucun nasıl belirleneceği bir türlü anlaşılamıyor.

Bir yandan iri iri laflar ediliyor, ben bilirim anlayışı ile hareket ediliyor, adımlar atılıyor.

Öte yandan ekonomik buhran, yurttaşların büyük bir bölümünü perişan ediyor, kimse geleceğin ne doğrultuda olabileceğini kestiremiyor.

Döviz kurları yukarıya doğru başını almış gidiyor. Nerede duracağı, etkisini hangi noktada yavaşlatacağı bir türlü kestirilemiyor.

Buna karşılık Türk lirasındaki erime giderek hızlanıyor.

İşte böylesi bir ortam içerisinde buhranlardan çıkabilmek, krizi atlatabilmek için iktisat kanunları ve kuralları göz ardı edilmek suretiyle bazı sözler söyleniyor, bazı adımlar atılıyor.

İktisadi kurtuluş mücadelesi verilmekte olduğu yolundaki sözler ise fazlaca inandırıcı bulunmuyor.

Bir taraftan Cumhuriyetin kazanımları teker teker elden çıkartılarak birçoğunun yabancı sermayenin de hakim olduğu şirketlere geçtiği göz önünde tutulursa, iktisadi kurtuluş mücadelesinin neye ve kime karşı verileceğini de kestirmek mümkün olamıyor.

Yapılan yolların, köprülerin, havaalanlarının, hastanelerin garanti edilen ödemelerinin dövizle yapılacağı yolunda anlaşmalar yapılıyor, ihtilaf halinde Londra mahkemeleri ve hakem kurulu yetkili kılınıyor.

Ekonomik bağımsızlığımız yerine ekonomik yönden dışa bağımlılık giderek artıyor.

Üreten bir ülke iken tüketen ve ihtiyaçlarının hemen hemen büyük bir kısmını dışardan temin eden bir ülke haline dönülüyor.

Böylesi bir durumda ekonomik bağımsızlıktan nasıl söz edilebileceğini anlamak mümkün değil.

Ülke ekonomik bir buhran içerisinde.

Yurttaşların önemli bir kısmı büyük bir sıkıntı içerisinde,  günü kurtarmak için mücadele veriyor.

Kamuoyu yoklamaları iktidar kanadının hızla oy kaybettiğini gösteriyor.

Özelikle seçimlerde oy kullanacak olan yeni seçmen kitlesinin iktidara sempati ile bakmadığı gelişmelerden anlaşılıyor.

İşte durum bu merkezde.

İnanılan, güven duyulan ve içinde bulunulan ekonomik buhrandan iktisat kanunları çerçevesinde kararlar almak, adımlar atmak suretiyle çıkma becerisini gösterecek olan bir muhalefete ihtiyaç var.

Bu durumlar görülmek suretiyle muhalefet kanadından, olumlu adımlar atılır, güven verici çözüm önerileri ortaya konulursa, sorunların üstesinden gelineceğine seçmen inandırılırsa, yapılacak ilk seçimde muhalefetin iktidara iktidarında muhalefete geçmek suretiyle el değiştireceği gelişmelerden anlaşılıyor.

Yeter ki; unutkan olmayalım, kader bu demeyelim, yanlışın kesinlikle yanlışla düzeltilmesine sessiz kalmayalım…

                                                                                              nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version