Yeter ki….

Seçim tarihi yaklaştıkça bilinmezler teker teker ortaya çıkıyor. Çözümü için yol ve yöntemler aranıyor. Kamuoyu yoklamaları; demokrasinin bazı kurallarının tam olarak uygulanmamasına, ekonomik sıkıntının giderek artmasına ve bunun sonucu olarakta enflasyonun hızla yukarı doğru gitmesine rağmen, sandıktan iktidar partisinin yine birinci olarak çıkma ihtimalinin çok kuvvetli olduğunu gösteriyor. Sosyal demokrat görüşü olanların, sol anlayışta olanların […]

Seçim tarihi yaklaştıkça bilinmezler teker teker ortaya çıkıyor. Çözümü için yol ve yöntemler aranıyor.

Kamuoyu yoklamaları; demokrasinin bazı kurallarının tam olarak uygulanmamasına, ekonomik sıkıntının giderek artmasına ve bunun sonucu olarakta enflasyonun hızla yukarı doğru gitmesine rağmen, sandıktan iktidar partisinin yine birinci olarak çıkma ihtimalinin çok kuvvetli olduğunu gösteriyor.

Sosyal demokrat görüşü olanların, sol anlayışta olanların tek başına iktidar olamayacağı anket sonuçlarından belli oluyor.

Ülkenin yapısı gereği solun tek başına iktidar olması oldukça zor görünüyor ve bu nedenle de sağdaki oyların desteğine ihtiyaç duyuluyor.

Tüm olumsuzluklara ve bu olumsuzlukların oluşmasında en büyük unsurun uygulanan yanlış politikalar olmasına rağmen, iktidar partisinin hala birinci parti olarak varlığını sürdürmesinin nedenleri üzerinde durmak ve buna göre bir yol izlemek gerektiği kanısı giderek güçlenmektedir.

Gerek demokratik yaşamdaki olumsuzluklar ve gerekse enflasyonun hızla yükselmesi ve ekonomideki yangına rağmen neden buna sebebiyet verenlerin hala birinci parti olduğunu araştırma ve nedenlerini bulmak gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.

İktidarın alternatifi olan siyasi partilerin, yani muhalefet kanadının, yaşanan tüm olumsuzlukları ortadan kaldırmak ve ülkeyi kısa sürede bu kötü durumdan kurtarma yolunda alacağı kararları, önlemleri ve tedbirleri inandırıcı bir biçimde kamuoyuna açıklaması ve kamuoyunun da bunların gerçekleşeceğini kabul etmesi gerekir.

Eğer böyle bir yola gidilirse, seçmenin önüne sandık konulduğunda oyların buna göre şekilleneceği ve iktidar kanadının oy oranının düşmesi suretiyle muhalefet kanadının oy oranının da yükselmesi yoluna girilecektir.

Bunun içinde: Yapacağım, edeceğim, vereceğim, almayacağım, uygulayacağım, destekleyeceğim yolundaki sözlerle seçmeni inandırmanın mümkün olamayacağını görmek, bilmek, anlamak ve buna göre de gereken adımları atmak zorunluluğu ayırdına varılmalıdır.

Bunlar yapılmaz ve yine seçmeni tam olarak tatmin etmeyen tutum ve davranış içerisinde olmaya devam edilirse, muhalefet partilerinden herhangi birisinin birinci parti olarak sandıktan çıkmasının oldukça zor olacağı kanısındayız.

Eğer bu olumlu anlayış içerisinde hareket edilmez ve şimdiye kadar uygulanan yolun aynen izlenmesi suretiyle nasılsa demokrasi tam olarak uygulanmıyor, enflasyon başını almış gidiyor, mutfaktaki yangın giderek büyüyor, herkes mutsuz ve umutsuz bir durumda, ülkenin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor, bu durumda da iktidarın ayakta durması, varlığını bu anlayış içerisinde sürdürmesi mümkün değildir denilerek, bildiğim bildik anlayışı doğrultusunda yol almaya kalkışılırsa, mutsuzluk ve umutsuzluk havası daha da artarak ülkeyi kaplayacak ve böylece ülkenin üzerindeki kara bulutlar daha da koyulaşacaktır.

Bu durumdan kurtulabilmek içinde Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak suretiyle bize armağan edenlerin benimsedikleri ilkeler doğrultusunda hareket etme gerekliliği duyulmalıdır.

Siyasi bağımsızlıktan sonra ekonomik bağımsızlığında kazanılabilmesi için gerekenlerin yapılması zorunluluğu bir kez daha hatırlatılmalıdır.

Üreten değil tüketen ülke haline gelindiğinde istendiği kadar siyasi bağımsızlık elde edilmiş olsun, dünyanın saygın ülkeleri arasında yer almak zor bir hâl alacaktır.

Cumhuriyet demokrasi ile taçlandırılmadığı ve ekonomik bağımsızlığımızın tam olarak kazanılmadığı takdirde mutsuzluk ve umutsuzluk havası giderek artacaktır.

Bu durumları görerek, anlayarak muhalefet kanadının kendine bir yol belirlemesi ve bu yol doğrultusunda kararlar alması, adımlar atması zorunludur.

Bunlar yapıldığı ve seçmen buna inandırıldığı takdirde, iktidarda bulunanların gidişi daha da hızlanacak ve mutsuzluk ile umutsuzluk havası kendini umuda ve mutluluğa bırakmak suretiyle ülkenin üzerindeki olumsuz havanın dağılmasına neden olacaktır.

Yeter ki; Her konuda dışa bağımlı olmayalım.

Yeter ki; Tüketen değil üreten bir ülke olalım.

Yeter ki; Bu anlayış doğrultusunda hareket ederek laik, çağdaş bir anlayış içerisinde olabilelim…

nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version