Yıkılacak stadyum yeri bir tarafa

Bir afet toplanma alanımız var mı? Olası bir deprem sonrasında, telaş ve korku içindeki insanların bir araya toplanabileceği ve sığınabilecekleri açık alanların, özellikle de deprem riskinin yüksek olduğu kentlerde ‘olmazsa olmaz’ olduğunun altı çizilirken, Hatay başlığında ‘neredeyiz’ sorusunun cevabı aranıyor. Özellikle de, yıkılması ile beraber oluşacak açık alanın nasıl değerlendirileceği konusunda ciddi ve resmi tartışmaların […]

Bir afet toplanma alanımız var mı?

Olası bir deprem sonrasında, telaş ve korku içindeki insanların bir araya toplanabileceği ve sığınabilecekleri açık alanların, özellikle de deprem riskinin yüksek olduğu kentlerde ‘olmazsa olmaz’ olduğunun altı çizilirken, Hatay başlığında ‘neredeyiz’ sorusunun cevabı aranıyor. Özellikle de, yıkılması ile beraber oluşacak açık alanın nasıl değerlendirileceği konusunda ciddi ve resmi tartışmaların yapıldığı şehir stadyumu noktasında. Çünkü 18. senesinde bir kez daha hüzünle hatırlanan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, toplanma ve acil barınma alanlarının önemini ve bu alanların belirlenmesindeki eksikliklerimizi görmemiz açısından önem taşıyor.
-ALANIMIZ VAR MI?-
İstanbul başlığında sorulan ve sorgulanan bir soruyu bu defa Hatay için kendimize soralım… Hatay ve Antakya bağlamında, ‘deprem’ anında sığınacağımız, bir araya gelip güvende bekleyeceğimiz kaç alanımız var? Buna dair kaç ‘resmi’ belirlenmiş adresimiz var? Ya da şöyle soralım mı? Böyle bir alanımız var mı? Varsa bile, belirlenen alanlarımızı betonlaşmaktan uzak tutabildik mi? Peki, bundan sonrası için planımız nedir? Tartışmaya açılan Şehir Stadyumu bu planlamaya dahil mi?   -Tamer Yazar-

Exit mobile version