Kocaman haberlerin büyük puntolu başlıklarına konu oldu bir dönem. Venedik’in gondollarından bahsedildi… Tekne gezilerinden… Ancak geriye, dünden bugüne, bu işe yaramaz demir yığınları kaldı.
Antakya kent merkezini renk renk lambalarla donatan kent idarecileri, günün aydınlığında görünen çirkinliğimize dair ne zaman bir şeyler yapar, merak konusu. Özellikle de, Asi’nin yan duvarlarına kat kat indirilen demir şelaleler ve çiçeklikler artık birer yığından ibaret halleriyle dururken…
Bir vatandaşın dediği gibi:
“Yaptılar yapmasına da, niye yaptılar, biliyorlar mı? Hadi madem yaptılar, kaç senedir işlevsiz bırakıldılar. Ne çiçekler ekildi ne de şelaleler çalıştı, çalıştırıldı. Bunca iş, bunca emek, bunca proje ve havaya saçılan paralar… Hesabını veren de yok. Bunca dökülen paranın karşılığı alınamazken, soran da yok. Aslında bizlerde de iş yok. Biz vatandaşlarda. Belediyelerin parasını böyle boş işlere harcanmasına müdahil olabiliyor muyuz? Hayır! Ama adamlar harcıyor. Sonunda da para yok diye yakınıyor. Tamam da kardeşim, sormazlar mı adama… Madem kuruşun hesabındasın; bir proje işler mi işlemez mi, önce bir düşün, tart, analiz et, hesapla.”
Vatandaş, sorularında haksız mı? Peki ya cevap vermeyenler, vermeye dahi tenezzül etmeyenler? Haklı mı?
Tamer Yazar