Dün akşam saatlerinde, başta Hatay kamuoyunun büyük tepkisini çeken, Suriye Halk Meclisi’nin dillendirdiği Hatay ilimiz sınırlarına yönelik saldırgan tutum ve niyeti ifade eden açıklamalardan sonra haklı olarak ülke genelinde bir tepki yükseldi. Bu ve buna benzer provakatif olduğu her yönüyle aşikar olan açıklamalara elbette pabuç bırakılmayacaktır. Ancak gereğinden fazla da ciddiye almak yersizdir.
Hatay ilimiz, Türkiye Cumhuriyeti’ne ilhak kararı aldıktan bu yana her km karesiyle, ilimizin tüm ilçelerinde yaşayan insanların her biri ve yürek dolusu bağlılığı ile tartışmasız Türk’tür, Türkiye Cumhuriyeti’nin en nitelikli vilayetlerinden biridir. Bunu; dağ taş, dünya evren herkes çok iyi biliyor.
Peki, neden Suriye böylesi sapkın bir iddiayı gündeme getiriyor? Sevgili okuyucu, dış politika ve ülkelerin iç siyasetçileri, yeri ve zamanı geldiğinde, masanın üstünde tuttukları bazı gündem konularını sırf ortalık karışsın, ‘bir kaos ve bunalıma yol açabilir miyim’ düşüncesiyle dile getiriyorlar. Mesnetsiz akıl dışı bu iddialardan sonuç almak değil, niyetleri! Bu iddialar ile kamuoyunda bir infiale yol açmak istiyorlar.
Türkiye, bu tür dış politika stratejilerine hemen hemen tüm komşularıyla tanık oluyor, yaşıyor. Bazen Türkiye Cumhuriyeti bazı konuları gündeme taşıyor, bazen de diğer komşularımız bunu yapıyor. Aslında filler çimlerde tepeleniyor, olan; saf, temiz, huzurlu biz vatandaşlarımıza oluyor, huzurumuz kaçıyor.
Suriyeli politikacılar, dışarıdan baktıklarında; Türkiye’nin bir iç bunalım yaşadığı, seçime sürüklendiği, iktidarın sallandığı, ekonomi alanında ciddi bir kriz yaşadığı düşüncesiyle, akıllarınca bizim en zayıf olduğumuzu var saydıkları bir zamanda yapay bir gündem yaratarak, bulanık suda balık avlamaya çabalıyorlar. Amaç; bu ve benzeri açıklamalarla, Türkiye Cumhuriyetinde olası bir savaş iklimini ve siyasetini körüklemek, milliyetçi akımın tepkisini çekerek ülkemizi farklı alanlara sürükleyebilmektir.
Bu oyuna elbette ki gelmeyeceğiz. Hepimiz, tüm siyasetçilerimiz, seçilmiş ve atanmışlarımız, gereken tepkiyi ve gereken açıklamayı zaman kaybetmeden yapmıştır. Biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına düşen asıl görev, Suriye’den yükselen bu açıklamaları ve girişimi ciddiye almamaktır.
Ne yaşanan, ne de yaşanma ihtimali olan bir “HATAY MESELESİ” yoktur. Herkes rahat olsun. İşine, gücüne baksın. Modası geçmiş ve bayatlamış dış politika oyunlarıyla kaybedecek zamanımız yoktur. sinanseyf@gmail.com