Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

1 Mayıs’ta alanlara ve dayanışmaya çağrı

Samandağ’ın Mağaracık Mahallesi’nde yaşayan yurttaşlar, deprem sonrası tapulu arazilerine el

Samandağ’ın Mağaracık Mahallesi’nde yaşayan yurttaşlar, deprem sonrası tapulu arazilerine el konulmasına karşı aylar süren bir direniş yürütüyor. El Koymalara Karşı Direniş Platformu, yaklaşan 1 Mayıs için herkesi alanlara ve dayanışmaya çağırıyor.

Direnişin fitilini ateşleyen mesaj: “Tapunuzda güncelleme olmuştur”

Geçtiğimiz kasım ayında Mağaracık’ta yaşayan bir yurttaşın telefonuna gelen bir mesaj, mahalledeki büyük bir direnişin başlangıcı oldu. Mesajda, “resen kamulaştırmasız el atma” nedeniyle tapuda bir güncelleme yapıldığı yazıyordu. E-devlet’e giren yurttaşlar, tapularının silindiğini görünce durumun vahameti ortaya çıktı. Kısa sürede tüm mahallede yayılan haber, önceden var olan mahalle dayanışması sayesinde hızla örgütlendi.

İlk adım: Platform kuruldu, hukuk yolları araştırıldı

Şokun ardından El Koymalara Karşı Direniş Platformu kurularak sürece müdahil olundu. Mağaracık, Kurtderesi, Hıdırbey ve Vakıfköy’ü kapsayan bu oluşum, ilk etapta avukatlarla toplantılar düzenleyerek hukuki süreci başlattı. Kaymakamlık, valilik ve belediyeye başvurular yapıldıysa da somut hiçbir çözüm alınamadı. Oysa depremden hemen sonra Mağaracık arazilerinin Kalyon İnşaat’a verildiği iddialar arasında yer alıyordu.

TOKİ projeleri bahanesiyle halkın tapulu arazileri hedefte

Deprem sonrası Samandağ’da TOKİ tarafından yürütülen projelerde ilk iki etap hazine arazilerine yapılmıştı. Ancak 3. ve 4. etap projelerinin hedefi artık doğrudan tapulu araziler oldu. Bu etaplarda yer alan alanlara iş makinelerinin sokulmasıyla birlikte direniş daha da büyüdü. 21 Nisan’daki dava duruşmasından önce 17 Nisan’da arazilere girilmesi, şirketlerin beklemeye tahammülü olmadığını gösterdi.

Direniş nöbeti ve kitlesel yürüyüşlerle kamuoyuna ses oldular

Mağaracık halkı, arazilerinde kurdukları direniş çadırıyla kamuoyuna seslenmeye başladı. Aralık ve ocak aylarında düzenlenen kitlesel yürüyüşlerle Antakya’nın merkezine ses taşıdılar. Bu mücadele, sadece Mağaracık’a değil, Antakya genelinde yaşanan toprak gasplarına da dikkat çekti. Zeytinliklerin ve tarım arazilerinin talanı ile ilgili farkındalık çalışmaları yürütüldü.

Mahkemelerden sonuç çıkmadı, şirketler kamulaştırmadan ihaleye girmiş
Halkın açtığı davalarda İdare Mahkemesi, TOKİ’yi haklı buldu. Oysa mahalleli, hiçbir zemin etüdü yapılmadığını ve halkla hiçbir bilgilendirme yapılmadan arazilere girildiğini belirtiyor. Üstelik şirketlerin bu arazileri kamulaştırma yapılmadan önce ihaleyle aldığı, gazetecilerin belgeleriyle ortaya çıktı. 250 bin konutluk ulusal projenin bir parçası olarak Mağaracık’ta da 150 konut yapılacağı öğrenildi.

Mahkemeye taşınsa da çözüm değil, mücadele sahada sürüyor

Bu süreç, sıkça duyulan “acele kamulaştırma” uygulamasından bile daha sert bir yöntemi içeriyor: Resen kamulaştırmasız el atma. Bu uygulama, doğrudan Cumhurbaşkanlığı kararnamesine dayandırılıyor ve yurttaşların muhatap bulmasını imkânsız hale getiriyor. Davalar idare mahkemesine açılmış olsa da halk, çözümün hukuki yoldan değil fiili mücadeleden geçeceğini düşünüyor.

Talepler açık: Yerel halk bilgilendirilmeli, zararlar tazmin edilmel

El Koymalara Karşı Direniş Platformu, yaklaşan 1 Mayıs öncesi tüm mağdurları Antakya sokaklarında bir araya gelmeye çağırıyor. Talepler şu şekilde sıraledilmeli

Şirketler geri çekilsin, halk topraklarında kalsın

Samandağ’a dair şeffaf ve bütüncül bir plan ortaya konsun

Zarar gören ürünler için çiftçilere tazminat ödensin

Direniş yalnızca bir protesto değil; aynı zamanda halkın geleceğine sahip çıkma mücadelesi olarak görülüyor. Mayıs ayı içinde dört ayrı dava görülmesi bekleniyor ve çevre, kadın ve sosyalist örgütlerin desteği talep ediliyor.