6 Şubat depremlerinin ardından açılan davaların seyri
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri, Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri olarak hafızalara kazındı. Resmi verilere göre, en az 53 bin 725 kişi hayatını kaybetti, 107 bin 213 kişi yaralandı. Yıkılan ve hasar gören binalara ilişkin yürütülen hukuki süreçler, kamuoyunda adalet beklentisini beraberinde getirdi.
Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, yıkılan ya da üzerinde imara aykırı değişiklik yapılan binalarla ilgili 2 bin 31 soruşturma dosyası açıldı. Bu dosyalardan 1346’sı kamu davasına dönüştü. Ancak geçen iki yıl içinde yalnızca 75 dosya karara bağlanabildi.
Mahkemelerde kaç kişi yargılanıyor?
Depremle ilgili davalar halen yoğun şekilde sürerken, ilk derece mahkemelerinde bin 271 dava devam ediyor. Bu davalarda 1327 sanık yargılanıyor ve bunlardan 134’ü tutuklu olarak bulunuyor.
Bunun yanı sıra, henüz iddianame değerlendirme aşamasında olan 51 dosyada ise 77 kişi sanık olarak yer alıyor. Bu sanıklardan üçü tutuklu olarak yargılanıyor.
Karar verilen davalarda kaç kişi ceza aldı?
İki yıllık süreçte açılan 1346 kamu davasının yalnızca 75’i sonuçlandı. Mahkemeler, 130 sanığa hapis cezası verirken, kalan dosyalarla ilgili hukuki süreçler devam ediyor. Ancak mağdur aileler ve kamuoyu, adaletin tam anlamıyla sağlanmadığını düşünüyor.
Depremzedelerin adalet beklentisi sürüyor
Felaketin ikinci yılında, depremzedeler ve yakınları adaletin tam olarak sağlanmasını istiyor. Depremde yakınlarını kaybeden aileler, yıkılan binaların sorumlularının en ağır cezaları alması gerektiğini savunuyor.
Deprem sonrası yürütülen soruşturmalarda müteahhitler, yapı denetim firmaları, belediye görevlileri ve inşaat sektöründeki diğer paydaşlar incelenmeye devam ediyor. Ancak yargılama sürecinin ağır işlemesi, mağdurların tepkisini çekiyor.
Adalet ne zaman sağlanacak?
6 Şubat depremlerinin ardından başlatılan hukuki süreçlerin yavaş ilerlemesi, kamuoyunda soru işaretleri yaratıyor. Soruşturmaların geniş çaplı olması ve delil toplama süreçlerinin uzun sürmesi, davaların yıllarca sürebileceğini gösteriyor.
Depremzedeler ve hukuki süreçleri yakından takip edenler, adaletin gecikmemesi gerektiğini vurguluyor. Önümüzdeki süreçte mahkemelerin vereceği kararlar, hem depremzedeler hem de kamu vicdanı açısından kritik önem taşıyor.