26 kent merkezinde bin kişiyle
Kadir Has Üniversitesi, Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Araştırmanın sonuçlarına göre, Ermenistan’ı düşman ülke olarak görenlerin oranı yükseliyor; Eşcinsel, mülteci, Ermeni ve Rum komşu istemeyenler de önemli bir oran oluşturuyor. Ankete katılanların yaklaşık %20’si, Türkiye’de yaşamaktan memnun değil.
2010 yılından bu yana, Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın koordinasyonunda akademik bir ekip (Prof. Dr. Mitat Çelikpala, Prof. Dr. Osman Z. Zaim, Prof. Dr. Banu Baybars Hawks, Prof. Dr. H. Murat Güvenç, Dr. Emrah Karaoğuz, Dr. Cihan Dizdaroğlu, Mustafa Gökcan Kösen, Basri Alp Akıncı) tarafından sürdürülen ve Türkiye kamuoyunun güncel, siyasal, sosyal, ekonomik, güvenlik ve kültür konularındaki gündemi ve tercihlerini tespit etmeye yönelik “Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması (TSSEA)” 2018 yılı sonuçları açıklandı.
Hatay dahil toplam 26 şehirde gerçekleşen TSSEA-2018 sonuçlarına göre, Türkiye halkı, Türkiye’nin en önemli sorunları olarak; işsizlik, hayat pahalılığı ve Türk lirasının değer kaybetmesini görüyor. Terör sorunu gerilerken, FETÖ hala ciddi bir tehdit olarak algılanıyor.
-İŞSİZLİĞİMİZ!-
Konuya ilişkin konuşan ve Kadir Has Üniversitesi’nin bir araştırma üniversitesi olduğunu belirten Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sondan Durukanoğlu Feyiz, “Araştırma üniversitesi kimliğimiz ile yıllardır çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması da bunun bir parçası. Bu araştırmalar ile halkın nabzını objektif olarak ölçüyoruz. Bu yılki araştırmada da en büyük sorunun işsizlik olduğunu gördük. 2017’de yüzde 17’lik oranla en önemli üçüncü sorun olarak görülen işsizlik, bu yıl yüzde 27’ye ulaşarak en büyük sorun haline gelmiş durumda” dedi.
-BİN KİŞİ-
Kadir Has Üniversitesi Türkiye Çalışmaları Merkezi bünyesinde gerçekleştirilen “Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması (TSSEA)” 2018 yılı sonuçları, Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirilen; Prof. Dr. Mustafa Aydın liderliğindeki araştırma ekibinden Prof. Dr. Murat Güvenç, Prof. Dr. Osman Zaim, Prof. Dr. Mitat Çelikpala ve Dr. Emrah Karaoğuz yanı sıra, Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sondan Durukanoğlu Feyiz’in katıldığı bir basın toplantısı ile paylaşıldı.
“Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması (TSSEA)”; 12 Aralık 2018-4 Ocak 2019 tarihleri arasında, Türkiye nüfusunun genel temsiliyetine sahip, 26 kent merkezinde ikamet eden, 18 yaş ve üzeri bin kişi ile yüz yüze olarak, siyaset, ekonomik gelişmeler, toplumsal ilişkiler, Türkiye ve uluslararası gündem konularında soruları içeren anket ile gerçekleştirildi. Detaylar ise şöyle…
-DEĞİŞEN SEÇMEN-
TSSEA-2018 sonuçlarındaki en önemli değişimlerin, 24 Haziran 2018 Genel Seçimlerinde verilen oylara göre tespit edilen siyasi parti bağlılıklarında yaşanan çözülmeler sonucunda gerçekleştiği tespit edildi. Türk halkının siyasi yelpazedeki yeri konusunda yaşanan değişimler ile parti aidiyetlerinde görülen çözülmelerin, farklı alanlardaki hükümet politikaları ile kurumlara güven derecesi ve Türkiye’de yaşamaktan duyulan mutluluk gibi çok sayıda ölçülen değerde görülen değişim eğilimlerini açıklayan temel nedenler olduğu tespit edildi.
-ARTAN DİNDARLIK-
2015 yılında araştırmaya ayrı bir siyasi tanımlama kategorisi olarak eklenen “Dindar” tanımlaması, o tarihten beri sürekli yükseliş göstererek 2018’de yüzde 30,9’a ulaştı. Aynı süre içerisinde kendisini siyasi açıdan muhafazakâr olarak tanımlayanlar ise sürekli düşerek, 2018’de yüzde 13,5 olarak tespit edildi. Öte yandan, kendini Cumhuriyetçi/Kemalist olarak tanımlayanlar 2017’ye göre 1 puan artarak, 2018’de 16,9 olurken, Sosyal Demokrat olarak tanımlayanlar 4 puan azalarak, yüzde 6,3 olarak tespit edildi. Buna göre, Dindar/Muhafazakâr toplamı 2014’de yüzde 37,1 iken, 2017’ye kadar artarak yüzde 47,4’e ulaşmışken, araştırmada ilk kez bu toplam 2018’de gerileyerek yüzde 44,4 olarak tespit edildi.
-EN ÖNEMLİ SORUN-
Araştırma sonuçlarına göre, halk, 2018 yılında ‘işsizlik ve hayat pahalılığının’ ardından; FETÖ tehdidi ve terörle mücadeleyi Türkiye’nin en önemli sorunları olarak görüyor. 2017’de yüzde 17’lik oranla en önemli üçüncü sorun olarak görülen işsizlik, bu yıl yüzde 27’ye ulaşarak, ülke sorunları arasında birinci sıraya yerleşti. 2016 yılında radikal bir artış gösteren FETÖ, 2017 yılındaki düşüşünü sürdürerek ve yüzde 18,1’den yüzde 16,2’ye gerileyerek, 2018’de ülkenin en önemli üçüncü sorunu olarak tespit edildi. “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” sorusuna “işsizlik” yanıtını verenler 2017’de yüzde 17 iken, bu sene yüzde 27’ye; “hayat pahalılığı” yanıtını verenler ise yüzde 13,2’den yüzde 17,8’e yükseldi. Öte yandan, coğrafi olarak bakıldığında, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu hariç tüm bölgelerde en önemli sorun ‘işsizlik’ iken; Güneydoğu Anadolu bölgesinde ‘hayat pahalılığı’, Doğu Anadolu bölgesinde ise ‘terör’ en önemli sorun olarak görülüyor.
-KÖTÜ HİSSEDİYORUZ-
Araştırma sonuçlarına göre, “Son bir yılda yaşanan ekonomik gelişmeler sizi nasıl etkiledi?” sorusuna toplumun yüzde 57,1’i ekonomik olarak daha kötüye gittiğini belirtirken, yüzde 21,9’u hiç etkilenmediğinin yanıtını verdi.
Ankete göre, 2016 yılından beri ‘başarılı’ bulunma oranı artışta olan “hükümetin ekonomi politikaları”, 2018 yılında 2017’e göre 14,2 puan düşerek, yüzde 33,5 oranında başarılı bulundu. Bu oranın, 2016 yılının sonuçlarının gerisinde kaldığı gözlemlendi. Özellikle kendini muhafazakâr ve dindar olarak tanımlayanlar hükümetin ekonomi politikalarını başarılı bulurken, Sosyal Demokrat ve Cumhuriyetçi/Kemalist olarak tanımlayanlar başarısız buldu.
-DESTEK DÜŞTÜ-
Terörle mücadelede sınır ötesi operasyonlara olan desteğin bu yıl yüzde 56,4’ten 45,1’e düştüğü gözlemlenirken, buna karşın Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları halk tarafından başarılı bulunuyor. Hükümetin Suriye politikasının başarılı bulunmasında, 2017’ye göre yüzde 4’lük bir düşüş gözlemleniyor. Hükümetin Suriye politikalarını başarılı bulanların oranı siyasi partilere göre incelendiğinde, AK Parti’ye oy verdiğini belirtenler büyük ölçüde hükümetin Suriye politikalarını ‘başarılı’ olarak değerlendirirken, diğer parti seçmenleri arasında ‘başarılı’ bulma oranının daha düşük olduğu görülüyor. Hükümetin dış politikasını “kesinlikle başarılı” ve “başarılı” bulan AK Parti seçmeninin oranı yüzde 61,1, MHP’ye oy verdiğini belirten kişilerde bu oran yüzde 30,5, CHP seçmeninde bu oran yüzde 21,2 ve HDP’ye oy verdiğini belirten kişilerde ise bu oran yüzde 7 olarak ortaya çıkıyor.
Öte yandan, araştırma sonuçlarına göre, halkın ‘Türkiye’nin bölünme tehlikesi’ altında olduğunu düşünme oranında geçen yıl başlayan düşüş bu sene de sürdü. Buna göre, “Sizce Türkiye bölünme tehlikesi altında mı?” sorusuna katılımcıların yüzde 18,8’i “Evet” cevabı verirken, 2017 yılında bu oran yüzde 28,8 olarak gerçekleşti.
-BAŞARILI!-
Ülkenin yönetim tarzı olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni benimseyenlerin oranı yüzde 46,7 olarak tespit edilirken, toplamda, başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı alternatiflerini destekleyenlerin oranı ise yüzde 58,5 olarak belirlendi. Öte yandan, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin performansını nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna yüzde 41,4 “başarılı” yanıtını verirken, yüzde 30,2 “başarısız” yanıtını veriyor.
-SİYASİ BOŞLUK-
Ankete katılanların sadece yüzde 28,6’sı siyasette boşluk olduğunu düşünürken, 51,4’ü herhangi bir boşluk olmadığını düşünüyor. Ayrıca siyasi boşluk olduğunu düşünenlere yöneltilen, “Bu Boşluk, Siyasi Yelpazenin Neresindedir?” sorusuna verilen cevaplarda, boşluğun, en çok yüzde 35,7 ile ‘merkez’de ve yüzde 30,8 ile ‘sol’da olduğu yanıtları alınıyor. Öte yandan, Türkiye’de siyasi bir boşluk olduğunu en çok düşünenler yüzde 42,4 ile CHP ve yüzde 44,4 ile HDP seçmenleri olurken, bunları sırasıyla yüzde 29,5 ile MHP, yüzde 13,3 ile AK Parti takip ediyor.
Geçtiğimiz yıla göre düşüş gösterse de, kamuoyunun yüzde 30,8’i, Türkiye’de yargının halen siyasallaştığını düşünüyor. Bunun yanı sıra, “Türkiye’de bir siyasal kutuplaşma olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna yüzde 38,8 ile ‘evet’ cevabı, bu sene de düşüş göstererek araştırma da yerini aldı.
-TÜRKİYE’DE YAŞAMAK-
Ankete katılanlara sorulan “Türkiye’de yaşamaktan duyduğunuz memnuniyet seviyenizi öğrenebilir miyim” sorusuna yüzde 38,8 ‘mutluyum’ cevabını verirken, yüzde 19,8 ‘mutsuzum’ cevabını verdi. Araştırma sonuçları siyasi parti seçmenleri olarak analiz edildiğinde, Türkiye’de yaşamaktan mutlu olanların AK Parti seçmenleri olduğu; MHP, CHP ve HDP seçmenlerinin ise oransal olarak ‘ne mutlu ne mutsuz’ olduğu görülüyor.
Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’nin yaklaşık yüzde 20’si, imkânı olması durumunda yurtdışında yaşamayı tercih ediyor. Bu tercihlerindeki en etkili ikinci motivasyon ise bu sene büyük bir artış ile ‘ekonomi’ oluyor. Seçmen bazında bakıldığında, ‘yurtdışında yaşamayı tercih edenlerin’ ilk sırasında yüzde 33 ile HDP seçmenleri geliyor. HDP’yi yüzde 21,7 ile CHP; yüzde 17,9 ile MHP ve yüzde 10,1 ile AK Parti seçmenleri takip ediyor. Genel orana bakıldığında, Türkiye’nin yüzde 60,4’ü yurtdışında yaşamayı tercih ettiği ortaya çıkıyor.
-KOMŞU TALEBİ!-
Araştırma sonuçlarına göre, eşcinseller yüzde 53,8’le ‘en çok komşu olmak istenmeyen’ kesimi oluşturuyor. Eşcinselleri yüzde 45,8 ile ‘Sığınmacı/Mülteci’ler takip ediyor. En çok komşu olarak istenen kesim ise yüzde 57,4 ile ‘Türk’ ve yüzde 48,6 ile ‘Sünni’ler oluşturuyor. Katılımcılar, farklı etnik kimlikten komşu olarak; yüzde 57,4 ile ‘Türk’ ve 30,1 ile ‘Arap’ istediğini söylüyor. Yüzde 33,5 ile ‘Ermeni’ ve yüzde 31 ile ‘Rum’lar, ‘en az komşu olarak istenen’ kimlikleri oluşturuyor. Bunlara karşın, Türkiye’de toplumun farklı kesimleri ile ilişki kurma konusunda hoşgörülü olma durumunun arttığı görülüyor.
-TİYATRO MU?-
Araştırma sonuçlarına göre, bu yıl hiç kitap okumayanların sayısı 8,1 puan artarak yüzde 60,9 oldu. “Ayda bir gün ya da daha seyrek” okuyanlar ise 4,1 puan artarak yüzde 15,3 oldu. Buna karşın, kitap okuyanların yılda okuduğu kitap sayısı 0,4 artarak 5,4’ten 5,8’e yükseldi. Katılımcılara sorulan “Ne kadar sıklıkla gazete okursunuz?” sorusuna yüzde 57,5 ‘Gazete okumuyorum’ cevabını verirken, gazete okuyanların okuma sıklığı da 2017’ye göre düşerek, haftada ortalama 2,9 gün olarak belirlendi.
Ankete katılanların yüzde 81,4’ü, hiç tiyatroya gitmediğini belirtti. Tiyatroya gidenlerin tiyatrolara gitme sıklığı ayda 1,3 günden 0,9 güne düşerken, ‘sinemaya gitmeyenlerin’ oranı yüzde 37,6’dan yüzde 35,3’e geriledi. Sinemaya gitme sıklığı da geçen seneye göre düşüş göstererek, ayda 1,5 günden 0,9 güne düştü.
-Tamer Yazar-