İktidar kanadında, reform sözcüğünün dile getirilmesinden sonra çeşitli açıklamalar birbiri peşi sıra yapılmaya başladı.
Öyle ki; AKP’nin önde gelen isimlerinden bazılarının yaptığı açıklamalara, bazıları tarafından dile getirilen hususlara ve yakınmalara katılmamak mümkün değildir.
Yine katıldığımız bu açıklamalara karşı iktidar kesiminden verilen bazı yanıtlara ise hayret etmemek imkansız.
Geçtiğimiz günlerde AKP’nin kurucuları arasında olan Bülent Arınç’ın bir televizyon kanalında yaptığı konuşma gündeme bomba gibi düştü.
Kamuoyunun uzun süredir yanıt beklediği soruların bir kısmına Bülent Arınç’ında katıldığı ve aynı soruları sormak suretiyle eleştirilerini yaptığı açıklamalar üzerinde biraz durmak ve düşünmek gerekir kanısındayız.
Arınç yaptığı açıklamalarda, bazı tutukluların tutuklama nedeninin mevcut olmadığı halde uzun süredir cezaevinde yatmış olmalarının kabul edilemez olduğu sonucunu doğuran görüşler dile getirmiştir.
AKP’nin önde gelen isimlerinden olan Bülent Arınç’ın bu görüşleri gündeme taşınırken, kendi başına hareket ettiğini söylemek mümkün değildir. Elbette ki parti içinde bu görüşler dile getirilmiş ve bu konuda açıklama yapabileceği doğrultusunda karşılıklı fikir alışverişi olmuştur kanısındayız.
Nitekim Arınç’ın açıklamaları sırasında telefonla görüşü sorulan, AKP’nin önde gelen isimlerinden Cemil Çiçek’in söylediği sözler de oldukça dikkat çekici olmuştur.
Cemil Çiçek:…. hangi yasayı değiştirirseniz değiştirin, bunu günün insanı uyguluyor diyerek eleştirilerini sıralamıştır. Cemil Çiçek’in görüş ve anlayışına göre, yasa çıkartmakla sorun çözülmüyor, bunu uygulayacak kişilerinde çıkartılan yasaya uygun bir anlayış içerisinde olması ve bu anlayış doğrultusunda da uygulamalarını yapması gerekir. Çiçek’e göre kanun adamına değil, hukuk adamına ihtiyaç vardır.
Bülent Arınç’ın televizyon programına katılan Cemil Çiçek’in görüşlerine katılmamak mümkün değildir. Bugüne kadar çekilen sıkıntıların, uğranılan mağduriyetlerin ve demokratik hukuk devleti anlayışından giderek uzaklaşıldığı yolundaki eleştirilerin kökeninde hukuk adamı olabilme anlayışındaki eksikliğin var olduğunu kabul etmek gerekir.
Siz istediğiniz kadar yasa çıkartın. Eğer bunu uygulayacak adamlar hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesi anlayışını özümsememişlerse, sonuç hiçbir zaman istenildiği gibi olmaz.
Bunun içindir ki demokrasilerde kanun devleti değil, hukuk devleti düzeni istenir ve hukukun üstünlüğü ilkesine sımsıkı sarılma gereği duyulur. Bu nedenle de özellikle uygulayıcılardan hukuk adamı anlayışı ile hareket etmesi istenir.
Bu yapılmaz ve aksine bir anlayış ile hareket edilerek kanun adamı anlayışı doğrultusunda adımlar atıldığı takdirde, uygulamalardan şikâyetler giderek artar. Böyle olunca da bu yakınmalar sadece muhalefet kanadından değil, iktidar kanadı içinden de gelmeye başlar.
Bir süredir iktidar kanadından yükselen reform seslerine, yine iktidar kanadı içinden bazı isimlerin kanun değil hukuk anlayışının egemen olması ve uygulanması gerektiği yolundaki görüşleri de eklenir.
Önümüzdeki günlerde bu görüşlerin daha belirginleşeceği ve bu görüşler doğrultusunda adımlar atılıp atılmayacağı belli olacaktır. Buna bir de dış politikadaki (U) dönüşü ve Avrupa’ya yönelik söylemler eklenince beklenti daha da artmaktadır.
Beklentimiz hukuk devleti anlayışının gereklerinin yerine getirilmesi suretiyle sorunların çözümü için olumlu adımların atılması yoluna gidilmesidir demek istiyoruz. Ama Cumhur ittifakını devam ettirebilmek için Arınç’a verilen üstü kapalı yanıt, umutların umutsuzluğa dönüşeceği yolundaki sinyallerin ufukta belirmesine neden olmuştur.
Önceki gün Arınç’a verilen bu yanıt birden bire iyimserlik havasının dağılması, yine aynı yolda yürüneceği izleniminin verilmesi gibi olumsuz bir durumun ortaya çıkmasına neden olacakmı acaba?
Biz yine de iyimser olmak ve bu doğrultudaki beklentimizi devam ettirmek istiyor ve topluma içirilecek acı reçetenin yanında birde tatlı reçete içirilme yoluna gidilmelidir diyoruz….
YORUMLAR