Siyaset kazanı fokur fokur kaynıyor. Öyle ki; fokurdamanın sesi dünyanın dört bir yanından duyulur hale geldi.
Bu arada videoların sayısıda giderek artıyor. Her yeni videoda, değişik olaylar, değişik isimler, değişik anlatımlar boy gösteriyor. Böyle olunca da, ortam daha da karışık bir hal alıyor.
Artık beyaz ile siyah, eğri ile doğru, yanlış ile gerçek birbirine karışmış bir durumda.
Neyin doğru, neyin yanlış olduğu belirsiz.
Yine neyin gerçek, neyin gerçek dışı olduğu belirsiz.
Ve yine neyin abartılı, neyin gerçeğin tıpatıp aynı olduğu belirsiz.
İşte böyle bir belirsizlik ortamı içerisinde bir kör dövüşü başını almış gidiyor.
Özellikle bu videolar ve videolardaki açıklananlar, sadece Türk toplumunu değil, dünya kamuoyunun da ilgisini büyük ölçüde çekiyor.
Bu nedenle de izleyici sayısı giderek artıyor. Rekor üstüne rekor kırıyor.
Medyadaki açıklamalara bakılırsa, eğer bu videolar reklam alma yoluna gidilse, sahibine milyonlar kazandırabilecek idi.
Videolarda açıklananların, dolaylı yada dolaysız bir şekilde suçlananların sayısı arttıkça, özellikle iktidar kanadında bazı kıpırdamaların olduğu, bazı hareketliliğin meydana geldiği, yine medyaya yansıyan haberler arasında yer almaktadır.
Bu bağlamda, çok yakın tarihte üst makamlarda görev almış ve halende iktidar kanadını oluşturan yönetimde yine görev üstlenmiş bulunanlar, seslerini duyurmaya, tepkilerini ortaya koymaya ve yapılması gerekenleri açıklamak suretiyle siyaset kazanındaki kaynamanın durdurulması ve kaynayan suyunda durulması için, yapılması gerekenleri açıklama yoluna gitmektedirler.
Meşhur bir söz vardır: Kuyuya bir taş atılsa, onun hareket ettirdiği suyun eski hale gelebilmesi için çok çaba sarf etmek, büyük uğraşlar vermek gerekir.
Bu nedenledir ki; videolarda öne sürülen iddiaların, dolaylı yada dolaysız bir şekilde suçlananların, neler aldığı yada almadığı yolundaki söylentilerin, doğruluk payının araştırılıp bulunması için gereken hemen yapılmalı ve bu konuda kamuoyunu da inandırıcı, doğru ve gerçekliğinden şüphe edilmeyecek bir araştırma yoluna gidilmeli denilmektedir.
Eğer bu beklentiler gerçekleşir ve gereken araştırmalar yapılmak suretiyle, siyah ile beyazın, yanlış ile doğrunun, gerçek ile gerçek olmayanın birbirinden net bir şekilde ayrılması yoluna gidilirse, hem toplum rahatlar, hemde neyin ne olduğu bilinir, kimin doğru, kimin yalan söylediğini anlamak suretiyle ilgililere gereken not verilir.
Aksi halde bu karmaşık durum giderek çözülmez bir hale gelir.
Bundan da hem bu yolu açanlar, hem de ülke büyük zararlar görür.
Bu nedenle suskun kalınmamalı ve uyarılara kulak verilmelidir.
Uyarılara kulak verilsin ki; toplum neyin ne olduğunu görsün ve öğrensin.
Kimin aldığını, kimin almadığını öğrensin.
Gerçekten çantalara bir şeylerin doldurulup, doldurulmadığını, eğer doldurulmuş ise bunları kimlerin verdiğini ve kimlerin aldığını öğrensin.
Böylece kimlerin görevini hakkı ile yerine getirdiğini, kimlerin görevini yerine getirmediğini bilsin.
Kimlerin lüks ve şatafat içinde yaşadığını, kimlerin kıt kanaat geçinme zorunda kaldığını görsün ve anlasın.
Bu nedenle de HAYDİ diyoruz.
HAYDİ diyoruz ki; gerçekler ortaya çıksın, toplumun beklentileri karşılansın ve böylece kazanın altındaki ateşin giderek artması sonucu suyun fokur fokur kaynaması azalsın ve sular durulsun.
Bunun için bir kez daha HAYDİ diyoruz…
YORUMLAR