Suya Hasret…

Cumartesi günü Mersin’de muhteşem bir miting yapıldı. İnsanların akın akın  miting alanını doldurduklarını izledik.

    Miting alanında, susamış insanların suya kavuştuğu andaki ruh halinin bir benzeri ile karşılaşıldı.

    İnsanlar, tıpkı suya nasıl hasret ise, demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile işlediğini  görmeye de hasret olduklarını her halleriyle gösteriyorlardı.

    Miting sonrası şu kanıya kesin olarak varmanın mümkün olduğu kanısına vardık: Bu kanı, yapılacak olan genel seçimde, seçmenin Türk tipi başkanlık sistemi yerine güçlendirilmiş parlamenter sistemin yaşama geçirilmesi yolunda oy kullanacağı ve bunun sonucu olarakta bir iktidar değişikliğinin gerçekleşeceğidir.

    Mersin’deki muhteşem mitinge her görüşten yurttaş katıldı. Mitinge katılanların amacı, Cumhuriyetin eksiksiz demokrasi ile gerçek anlamda taçlandırılması için gerekenin yapılması, gerekli adımların atılması idi.

    Gerek miting öncesi, gerek miting sırası ve gerekse miting sonrası görülenler bu beklentinin kısa sürede sandığa konulması yolu ile gerçekleşebileceği kanısını daha da kuvvetlendirdi.

    Yaşanan siyasi olumsuzlukların yanında ekonomik krizin insanları bunalttığı bir dönem geçiriliyor.

    Kamuoyu yoklamaları da bunun böyle olduğunu net bir şekilde gösteriyor.

    Ne yapılırsa yapılsın, kafalardaki hangi plan ve proje uygulamaya konulursa konulsun, yanlış yanlışla düzeltilemeyeceği için iktidarın el değiştireceği görülüyor.

    Önemli olan demokrasinin kuralları içerisinde yanlışların görülmesi ve doğruya yönelik adımların bir an önce atılmasının sağlanmasıdır.

    Bir husus kesinlikle kanıtlanmıştır ki;  Bugüne kadar uygulanan yol başarılı olmamış ve ülkeyi daha çok sorunlarla karşı karşıya bırakmıştır.

    Bu nedenle bu yoldan hızla geri dönülmeli, içinde bulunulan olumsuz durumdan çıkabilmek için gereken adımlar atılmalı, bu doğrultuda bir yol haritası belirlenmelidir.

    Bunlar yapılırken de önemli olanın koltukta kalmak değil, ülkenin yarınlarını düşünmek ve kurtarmak olduğu bilincine varabilmektir.

    4 Aralık’ta gerçekleşen miting bize bunları hatırlattı. Sadece hatırlatmakla kalmadı, ülkenin geleceği için yapılması gerekenleri bir an evvel uygulamaya koyabilmenin zorunlu hale geldiğini de gösterdi. Vatandaş bunun bir an evvel gerçekleşmesi için gereken adımların atılmasını, gereken değişikliklerin yapılmasını, bunun için de bir an evvel seçmenin önüne sandığın konmasını istediğini ve beklemekte olduğunu gösterdi.

    Hani meşhur bir söz vardır:  Herkes gider mersine …Mitinge katılanlar  bu özdeyiş doğrultusunda miting alanına doğru gittiler, gönülleriyle miting alanını doldurdular. Buna karşın herkes gider mersine biz gideriz tersine özdeyişi gereği tersine bir yol izlemekte ısrarcı olanlar da yavaş yavaş yanlışı görmenin ve doğruya yönelmenin zamanın gelip geçmekte olduğunu gördüler ve anladılar.

    Bu nedenle Mersin’de yapılan mitingin gereken uyarıların yapılmasına ve ülke geleceğinin de şekillenmesi konusunda düşüncelerin netlik kazanmasına yararlı ve faydalı olduğu kanısındayız.

    Bundan sonraki mitinglerle de bu beklenti daha da netlik kazanacak ve daha somut adımların atılmasına, uyumaya devem edenlerin uyanmak suretiyle gerçekleri görmesine yardımcı olacağı inancındayız.

    4 Aralık’ta Mersin’de miting yapıldı. 5 Aralık’ta da kadına seçme ve seçilme hakkının tanınmasının 87. yılı idrak edildi.  Kadına seçme ve seçilme hakkının tanınması, Cumhuriyeti kuranların demokrasiye ne denli bağlı olduklarını, inandıklarını ve bunun için de adım adım gerekeni yapmakta kararlı olduklarını göstermektedir. Bu gerçeği de unutmamak gerekir.

    Diliyoruz ki; Bu ses duyulur, vakit geçirilmeden bu inanç ve beklenti doğrultusunda seçim sandığı kurulur. Seçmenin belirlenecek olan görüşü doğrultusunda ülke geleceğini belirleyecek yol haritası çizilir…

                                                                   [email protected]