Nöbetçi Eczaneler
Kul ve ümmetlikten yurttaş ve ulus bilincine erişmemizi sağlayan M. Kemal Atatürk ve dava arkadaşları, 23 NİSAN 1920 tarihinde millet meclisini toplamak suretiyle önemli bir adım atmışlardır.
Bir tarafta kurtuluş mücadelesi verilerek siyasi bağımsızlık yolunda adımlar atılmakta iken öte yandan ekonomik bağımsızlığında sağlanabilmesi yolunda önemli merhaleler kat edilmiş idi.
Cumhuriyetin ilk temelinin 23 NİSAN 1920 tarihinde atıldığını kabul ettiğimiz takdirde, ulu önderi kaybedişimiz yılı olan 1938 tarihine kadar aradan 18 yıl geçti. Yani bir yandan iç ve dış düşmanlarla mücadele edilirken öte yandan her yönüyle bağımsız ve güçlü bir yapıya kavuşabilmemiz için gereken kararlar alınmış, gereken adımlar atılmıştı. Bu süre içerisinde, 18 yılda neler yapıldığına şöyle bir dönüp baktığımızda, O’nun büyüklüğünü, ileri görüşlülüğünü ve bugünlere gelmememizi sağlamak için neler yaptığını hissetmek gerekir.
O’nu sevenlerin hayırla yâd ettiği, sevmeyen küçük bir azınlığın ise kötü sözler söyleme cesaretini bulduğu bugünlerde, şöyle bir geriye dönüp baktığımızda nereden nereye geldiğimizi görür ve anlarız.
O’nun 18 yıllık iktidarı sırasında elde edilen Cumhuriyetin kazanımları saymakla bitmeyecek kadar çoktur.
O’nu ebediyete uğurladığımız tarihten çok partili yaşama geçtiğimiz tarihe kadarki geçen sürede 12 yıldır.
Buna göre gazi M. Kemal Atatürk ve İsmet İnönü dönemlerini birlikte hesaplarsak sürecin 30 yıl ettiğini görür ve anlarız.
Bu süreç içerisinde kurtuluş mücadelesi verilmiş.
Bu süreç içerisinde yurtta sulh cihanda sulh ilkesi gereği, başta komşularımız olmak üzere, dünya devletleri ile barış içinde yaşama imkanları sağlanmış.
Bu süreç içerisinde ikinci dünya savaşından hiçbir kayıp verilmeden çıkma imkanları temin edilmiş.
Bu süreç içerisinde ekonomik bağımsızlığımız sağlanmış.
Bu süreç içerisinde, Cumhuriyetin kazanımları sayesinde bugünlere gelmemiz sağlanmıştır.
Yargı denetiminde seçimlerin yapıldığı 14 Mayıs 1950 tarihinden bu yana geçen süreç içerisinde yaşananları şöyle bir gözden geçirelim:
Yurtta sulh cihanda sulh ilkesi zaman zaman göz ardı edilmek suretiyle, dış politikanın şekillenmesine çalışıldı.
Dün ak denilene bugün kara denilen tutum ve davranışlarda bulunuldu.
Cumhuriyetin kazanımları teker teker elden çıkartıldı.
Ekonomik bağımsızlığımız zaman içerisinde dışa bağımlı bir konuma geldi.
Eğer bugün hala dimdik ayakta duruyor isek,
Yine her şeye rağmen içte ve dışta sağlam temeller üzerine oturmuş bulunan ilişkiler sayesinde aranan ülke konumunda isek.
Bunu Atatürk Türkiyesinin, Atatürk ilke ve devrimlerinin sağlam temeller üzerine oturtulduğuna borçlu olduğumuzu unutmamak gerek.
Dünya bir ekonomik krizin içerisinde. Ekonomik buhran daha da şiddetleniyor.
Zengin daha zengin oluyor, bunun dışındakiler ise açlık ve yoksulluk sınırı içerisinde günü kurtarmaya çalışıyorlar.
Bu günlerin yaşanabileceğini gören Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşları, sadece sanayileşmeyi değil, tarımı da güçlendirmek için gerekeni yapmışlardır.
Bir tarım ülkesi olan Türkiye’nin ekilebilir alanlarını tamamen tarıma dayalı olarak değerlendirmek gerektiği zaman zaman unutulmuş ve bunun sonucu olarakta tarım giderek geri plana ötelenmiştir.
Yine sanayide de emperyalizmin ilkeleri doğrultusunda hareket edilmesi sonucu dışa bağımlı bir durum ortaya çıkmıştır.
İşte bu durumlardan kurtulabilmemizin ve ayakta kalabilmemizin nedenleri içerisinde Cumhuriyetin kazanımlarının ilk sırada yer aldığını unutmamak gerekir.
Bu nedenle de Cumhuriyetin kazanımları sayesinde bu ekonomik krizi en az zararla atlatabilme yolunda gereken kararlar alınmalı, gereken adımlar atılmalıdır.
Eğer bu doğrultuda hareket edilmez ise, ileriki zaman dilimi içerisinde Cumhuriyetin kazanımları elden çıkacak ve ekonomik yönden dışa tam bir bağımlılık durumu kendini gösterecektir.
Bu gerçeği gözden uzak tutmayarak hareket edilmeli, adımlar atılmalı, kararlar alınmalıdır….
YORUMLAR